Kayıtlar

Hikâye etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kalıpların Dışına Çık!

Resim
           Bir insanın herkes ile aynı düşünmesi ya da aynı şeyleri yapması gerekmiyor. Tam tersine kendine özgü duygu ve düşünceleri olabildiği gibi istediği şeyleri de yapma hakkı vardır. Bu da onun daha farklı görünmesine ve de farklı hissetmesine neden olabilir. Tabi bu da o kişinin kalıpların dışına çıktığı anlamına gelir. Her şeyi illa herkes yapıyor diye yapmamalı insan. Aksine kendine özgü şeyler yapmayı tercih etmelidir. Belirlenmiş bazı kalıplar vardır. Bu kalıplar da görünen gibi hareke edilmesi beklenir ve farklı davranan yeri geldiğinde dışlanabilir. Fakat buna gerek yoktur. Kişi özgürdür ve istediği kalıba girebileceği gibi istediği kalıbında dışına çıkabilir. Bu konuda kendi isteklerimize önem vermeliyiz. Genele uyum sağlamak zorunda değiliz.           Kalıpların dışına çıkmak her zaman mümkündür. Buna kimsenin engel olmaması gerekiyor. Engel olunsa bile sen bu isteğinden vazgeçmemelisin. Tek seçeneğin olduğunu d...

Telli Duvaklı Gelin

Resim
         Bugün arkadaşım ile konuşur iken bu cümle geçti; ''Telli duvaklı gelin.'' Bunun üzerine muhabbetini yaptık. Daha sonra bu cümle neden var, herhangi bir hikâyesi var mı diye merak ettik. Şimdi onunla ilgili öğrendiğim bir kaç bilgiyi sizinle paylaşmak isterim. Zaman içerisinde eski gelenek ve görenekler önemini kaybetmişken, hala eskisi gibi devam eden yöreler de mevcut. Tabi bu sayı gittikçe azalıyor. Bu da artık geçmişte olan bazı geleneklerimizi de alıp götürüyor.          Şu anki zamanda evlenen gelinlerde tel takılma durumu yok maalesef. Bu artık eskide kaldı desek doğru olur sanırım. Eskiden gelin başlarından bellerine kadar inen simli, gümüş renkli uzunca olan sırmalar yani teller takılırmış. Bu tellerin sebebi ise düğüne gelen yakın akraba ve arkadaşlar arasında bekâr olan genç kızlara tellerden koparıp vermek için imiş. Bunun sebebi de bekâr genç kızların kısmetlerinin açılıp evlenmeleri için dilek niyetinde olurmuş. Bir...

Kimseye Anlatma! (Hikâye)

Resim
        Kimseye Anlatma Hikâyesi           Bu hikâyeyi ilk okuduğum zaman ne kadar anlamlı ve güzel diye düşündüm. Acaba bizde böyle derinlemesine düşünüp buna göre bir cevap verir miydik diye de aklımdan geçirmedim değil. Fakat o anı yaşamadan bilemedim. Şimdi gelelim hikâyemize;               Bir gün çölde sıcak altında devesi ile birlikte yürümekte olan bir derviş yolda ilerler iken, karşısına çok zor hareket eden ve susuzluktan ölecekmiş gibi görünen bir adam çıkar. Derviş bu duruma çok üzülür ve adama yardım etmek ister.          Adam dervişi gördüğü gibi ayaklarına sarılarak; ''ALLAH rızası için biraz su.'' diye yalvarmaya başlamış. Derviş hemen devesinden inmiş ve yanında bulunan suyundan vermiş.           Suyunu içip kendine gelen adam dervişi iterek düşürmüş. Derviş başta adamın bunu neden yaptığını anlamamış ama sonra adam hemen ...

Annesinden Randevu İsteyen Çocuğun Hikâyesi

Resim
          Annesinden randevu isteyen çocuğun hikâyesini okuduğum zaman biraz etkilendim. Daha doğrusu bunu genel olarak düşündüm ve etkisini hissettim. Bazen bizlerde hayatımızdaki değer verdiğimiz insanlara zaman ayırmadığımızı far ettim. Yani hayat telaşına kapılırken akan zamanın farkında olamıyoruz. Bu da bizim çevremizdeki insanlardan uzak durmamızı ve onlara zaman ayırmamamızı neden oluyor. Belki niyetimiz bu değildir ve sadece hayatımıza devam edebilmek adına uğraş olsa da gerçek çok farklıdır. Tabi bunu o anda fark etmemiz pek mümkün değildir. Öyle kaptırıyoruz ki kendimizi işe dünyada neler oluyor, neler bitiyor kaçırabiliyoruz. Bunlara dikkat edip ikisini bir arada götürmeye gayret göstermemiz gerekir. Yoksa bizde ilerleyen zamanda eksilir ve yarım hissederiz. Hatta onu geçtim bazı şeyler için de geç kalmış oluruz. Şimdi hikâyeyi anlatım size;         Küçük kız eve gelen annesine seslenerek: '' Anne, bugün kreşte ne oldu b...

Kalp Kırmak

Resim
          Sultan Mahmud-u Gaznevi hazretleri bir savaş sonunda çok kıymetli bir elmas yakut taşı ganimet olarak ele geçirir. Sonra taşı eline alarak baş vezirine, (Al bu taşı kır, paramparça et) der.           Baş vezir der ki:           – Aman efendim bu çok kıymetli ben bunu kıramam.           Sonra yanındaki diğer vezire aynı şeyi söyler. O da der ki:            – Bu çok kıymetlidir, kırılmaz bu.           Diğerlerinin hepsi aynı şeyi söylerler.           Sultan, özel hizmetçisi Ayaz’ı  çağırıp, (Al bu taşı kır) der. Daha demeye kalmadan Ayaz taşı yere vurup kırar, paramparça eder.           Padişah hiddetli bir şekilde der ki:           – Bre Ayaz sen ne yaptın, vezirler bunun çok kıymetli olduğunu söyledile...