Kayıtlar

Kasım, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ağaç Ev Sohbetleri 223

Resim
         Ağaç Ev Sohbetleri,  her hafta bir sohbet konusu belirlenip o konu hakkında duygu ve düşüncelerinizi yazıyorsunuz. Sizde bir blog yazarı olarak bu etkinliğe katılmak isterseniz, haftalık konular hakkında yazarak veya haftalık bir konu belirleyerek dahil olmanız yeterlidir.           Bu haftanın konusuna gelirsek;           "Dar gelirli ailelerin çocukları hayata varlıklı ailelerin çocuklarından daha iyi mi hazırlanırlar? "           Bu doğru mu tartışılır. Ama şöyle bir şey olduğu kesin ki başka seçeneği yoktur. Yani çabalamak ve hayatta bir yere gelmek için uğraşması gerekiyor. Özellikle de para kazanması gerekiyor.            Öte yandan zengin kişinin başlangıçta böyle bir sorunu yoktur. Maddi yönden sorunu olmadığı için çocukken çocuk olmanın tadına varsa daha iyi eder. Zaten ondan istenilen de bu olur.            Dar gelirli aileler bir şey almak için zorlanır ve her zaman eksik kalırlar. Bu da çocuklar için ilerde onu alma hevesi doğar. Buda onların hayata eksik

Ömür Dediğimiz Nedir?

Resim
        Ömür, doğumla-ölüm ya da var oluşla-yok oluş arasında geçen süre, yaşama ya da var olma süredir. Peki, bize göre ömür nedir? Bir ömre neler sığdırılabilir? Ne kadar çok şey ekleyebiliriz?          Ömür, hepimiz için farklı bir yaşam süreci olabilir. Her insanın ömür süresi değişkenlik gösterir. Tabi bu süre ile birlikte yaşadıkları da farklılık gösterir. Kimi severek geçirir tüm ömrünü, kimisi sevgiye aç bir vaziyette. Bunu kim belirliyor? Sevmek veya sevilmek bizim elimizde midir? Sevmek için şartlar nedir? Güzel, yakışıklı veya özel olması mı? Belki de kişiye göre değişir.           Birini seversin o seni sevmez. Seni seveni sen sevmezsin. Hayat hep böyle çelişkili olur mu? Neden sevdiğin seni sevmiyor sorusuna cevap seni seveni neden senin sevmiyor oluşundadır belki de. Bunu hiç düşündün mü? Ömür dediğimiz şey de böyle bir şey sanırım. Herkese özel olabildiği gibi herkese başkada olabiliyor. Bunu belirlemek veya kestirmek mümkün değildir. Bir ömür geçer ve geriye dönüp baktı

Sevdiğiniz Biri İçin Gizliden Bir Araştırma Yapar Mısınız?

Resim
        Araştırma, bir gerçeği açığa çıkarma ve bir sorunu çözme aşamasında tüm bilimsel yöntemlerden faydalanarak, yapılan çalışmalara verilen addır. Bir konu hakkında araştırma yapmak çok normal olabilir. Peki, araştıracağımız şey bir insan olursa neler yapabiliriz? Bunu hiç düşündünüz mü?           Bu konuda yazmamım sebebi dizi izlerken bir sahnenin dikkatimi çekmiş olmasıdır. O an acaba ben olsam ne yapardım sorusu ile karşılaştım. Bu yüzden yazıp sizin de fikirlerinizi öğrenmek istedim. Şimdi diziye gelelim, dizide bir polis memurunun oğlu 20 yaşlarında ve üniversite öğrencisi ve o yaşlarda biri ile nişanlanıyor. Buraya kadar her şey normal görünüyor. Çocuğun babası bu erken yaşta nişanlılık için biraz çekinse de bir şey diyemiyor. Daha sonra bu durumu iş arkadaşları ile paylaşıyor. İş arkadaşlarından birisi ona neden kızı araştırmadığını soruyor. En azından aklından geçen kötü düşünce varsa da netleşir ve ona göre hareket eder diye. Tabi baba bunu uygun görmez ama bir arkadaşı o

Ağaç Ev Sohbetleri 222

Resim
         Ağaç Ev Sohbetleri,  her hafta bir sohbet konusu belirlenip o konu hakkında duygu ve düşüncelerinizi yazıyorsunuz. Sizde bir blog yazarı olarak bu etkinliğe katılmak isterseniz, haftalık konular hakkında yazarak veya haftalık bir konu belirleyerek dahil olmanız yeterlidir.           Bu haftanın konusuna gelirsek;           "Teknoloji ve gelişme artsa da insanlar eskiye göre kendilerini daha az güvende hissediyorlar. Neden olabilir? "          Bu sorunun cevabı bana kalırsa daha güvensiz ortam olmasından kaynaklıdır. Yani insanlara teknoloji sayesinde ulaşmak daha kolaylaştı. Birinin nerede yaşadığı veya bulunduğu artık çok kolay tespit ediliyor. Bu da güvenli ortamın azalmasına ve güven duygusunun azalmasına neden oluyor.            Teknoloji geliştikçe faydaları da artıyor olabilir. İşlenen bir suçun kime ait olduğu konusunda teknoloji sayesinde daha kolay bulunabiliyor. Kamera ve DNA tespitleri bu noktada çok iyi. Fakat bu aynı zamanda bazı suçlarında artmasına ned

Başkasından üstün olmamız önemli değildir. Asıl önemli olan şey, dünkü halimizden üstün olmamızdır.

Resim
          Başkasından üstün olmak adına yaptığımız çaba yerine, kendimiz için yaparsak daha iyi olur sanırım. Sonuçta birilerini yenmek yerine kendimize katıp yenmek daha olumlu olacaktır. Başkalarının ne konumda olduğu ile ilgilenmek bazen kötü sonuçlara neden olabilir. Kişi öncelikle kendine bakmalı ve her yeni gün ile kendine bir şey katmalıdır. Üstünlük yarışına girecek ise de bunu kendisi ile yapmalıdır. Bundan daha iyisi olamaz.             Başka birinden üstün olmak bize artısı ne olabilir ki? Üstün olduğumuzu ya da başardığımızı anlamamız nasıl mümkündür? Bunun yerine kendimiz için uğraşır isek o zaman büyük değişimler olacaktır. Üstünlük üstüne üstünlük kazanmış oluruz.             Hayatta hepimizin belli hayalleri olur. Başarılı olmayı hemen her insan ister. Tabi bu hangi konu olduğu ise tamamen kişiseldir. Her insanın başarılı olmak istediği bir hayali vardır. Kimi işinde başarılı olmak ister iken, kimisi yemek konusunda başarılı olmak ister, kimi yazı yazmak veya okumak

Yazı Yazmak!

Resim
         İnsanların kendine ait duygu ve düşüncelerini paylaşmak adına yazıya başvurabilir. Genelde de kendini daha rahat ifade etmek içinde bu yolu seçer. Malum yazı yazarken özgürdür ve istediği kelimeleri seçer. Tabi bunu yaparken de keyif duyar. Yoksa yazı yazmanın bir anlamı olmaz. Aksine zorunluluk hissi var ise bu pek ilgi çekici görünmez. Sonuçta yazı yazmak keyif veren bir duygudur.           Bana kalırsa yazı yazmak insanı rahatlatan ve hafifleten bir şey. Hani kendini sıkılmış veya dolmuş hissettiğimiz anlar olur. İşte o zaman sığınacağın yerlerden bir tanesidir yazı yazmak. İçindeki o doluluk ile kelimelere dökülür. İçindeki sıkıntılar bir bir azalır ve kendini mutlu hissetmeye başlarsın. Bunun yerine başka seçeneklerde sayabiliriz. Ama şuan yazı üzerinde durmak istiyorum. Onun verdiği mutluluğu her insanın tatmasını isterim. Tabi bu mümkün olmaz. Malum sevmeyen biri için işkenceye bile dönüşebilir. Sevenler için ise her zaman ki gibi mutluluk. Fakat bazı durumlarda yazı ya

Ağaç Ev Sohbetleri 221

Resim
         Ağaç Ev Sohbetleri,  her hafta bir sohbet konusu belirlenip o konu hakkında duygu ve düşüncelerinizi yazıyorsunuz. Sizde bir blog yazarı olarak bu etkinliğe katılmak isterseniz, haftalık konular hakkında yazarak veya haftalık bir konu belirleyerek dahil olmanız yeterlidir.           Bu haftanın konusuna gelirsek;           "Vejetaryen beslenenler gün geçtikçe çoğalıyor. Bu tür beslenmenin avantajları dezavantajlarından daha mı çok? "          Bu tür bir artış söz konusu olduğu kesin. Bunun daha sağlıklı olduğu noktasında sayılar da artıyor. Bana kalırsa bu kişiden kişiye değişen bir durumdur. Yani vücut yapıları da buna etki edebilir. Sonuçta ne yönden baktığına ve ne tür beslendiğine bağlı olarak şekillenir. Vejetaryen biri için daha sağlıklı görünür iken tam tersi olmayan için sağlıksız olabilir.           Daha sağlıklı mı bilmiyorum. Fakat benim bildiğim her şeyden biraz da olsa yemenin daha sağlıklı olduğu kanısındayım. Sonuçta o yiyeceğin var olmasının bir neden

Geçmiş Yaşamlar (Film)

Resim
         Geçmiş Yaşamlar (Past Lives ) (2023 - 8,1)         Film 2023 yılı Güney Kore yapımıdır. Filmin türü  dram  ve  romantik  olarak karşımıza çıkıyor. Filmde birbirine derinden bağlı iki çocukluk arkadaşı olan Nora ve Hae Sung ile aralarındaki arkadaşlığı konu alıyor. Nora'nın ailesinin Güney Kore'den göç edip gidince iki arkadaş ayrılmak zorunda kalır. 12 yıl sonra tekrar görüşürler. Fakat bu görüşmeden de bir şey olmaz ve yine 12 yıl görüşmezler. 24 yıl aradan sonra ilk kez New York'ta bir araya gelirler. Film bu çerçevede üç bölüm gibi görülür. Dikkat çeken bir konusu var. Sevgi ve aşk üzerine duruluyor.          Film yönetmeni kimdir?         Celine Song          Filmin yaş sınırı nedir?           Film yaş sınırı olarak  +13  olarak gösteriyor. Ailecek izlenilecek bir film. Çocuklar içinde uygun aslında ama tabi anne babaları yanında iken izlenmesi tercih ediliyor.            Film kaç saat?         Film  1 saat 46  dakika sürüyor.           Filmin ana konusu ned

Milena'ya Mektuplar - Franz Kafka (Kitap)

Resim
         Franz Kafka,1919 yılında Prag'da dostlarıyla bir kafede iken Milena  Jesenská ile tanışır. O zamanlar Franz Kafka 36, Milena Jesenská ise 23 yaşındadır. Daha sonra evine Viyana'ya dönen Milena, Franz Kafka'ya bir mektup yazar. Eserlerini çevirmek için teklifte bulunur. Franz Kafka bu teklifi kabul eder. Daha sonra tekrar Milena'ya yazar ve bu mektuplar iki yıla aşkın devam eder. Bu sayede Franz Kafka mektup aşkının ilk adımını atmış bulunmaktadır.           Kitapta sadece Kafka'nın mektupları mevcuttur. Bunun nedeni ise şudur. Kafka ölmeden önce yakın arkadaşı Max'a bir vasiyette bulunur ve ondan bu mektuplarını bulup yakmasını ister. Fakat arkadaşı bu mektuplara kıyamaz ve bunların bütün dünya tarafından okunmasını ve Kafka'nın tanınmasını ister. Bu nokta da iyi bir şey yaptı mı bilemem ama mektuplar oldukça güzel olduğu kesin. Daha sonra bu mektupları yayınlar. Tabi kitapta sadece Kafka'nın mektupları mevcut. Milena'nın mektupları yoktur. 

Umudunu kaybeden insanın başka kaybedecek bir şeyi yoktur.

Resim
          Umut veya ümit bir kimsenin kişisel yaşamındaki olay ve durumlarla ilgili olumlu sonuçlar çıkabileceğine dair duygusal inancı olarak tanımlanır. Bir başka tanımı ise, ummaktan doğan güven duygusu veya bu duyguyu veren kimse ya da şeydir.          Umut, bana kalırsa hayatta kalma ve devam etmek için tek nedenimizdir. Hayatta var olma sebebimiz de diyebiliriz. Umut olmayınca insanın bu dünyada yaşamak için bir nedeni kalmıyor sanırım. Kayıpların en kötüsüdür umut. Bu yüzden belki şu söz vardır: ''Umudunu kaybeden insanın başka kaybedecek bir şeyi yoktur.'' Ne kadar da ağır bir söz değil mi? Ne yazık ki doğru da söylüyor. Sonuçta bir insanın umudu var ise her zaman hayat için bir beklentisi olur. Ama bu umudunu kaybettikten sonra kaybedecek bir şeyi kalmıyor. Daha doğrusu bu hayattan bir beklentisi kalmıyor.           Bizi hayata bağlayan ve sahip olduğumuz en değerli duygu umuttur. Bir insanın doğumuyla umut başlar. Yaşama umuduyla başlarız hayata. Daha sonra b

Ağaç Ev Sohbetleri 220

Resim
         Ağaç Ev Sohbetleri,  her hafta bir sohbet konusu belirlenip o konu hakkında duygu ve düşüncelerinizi yazıyorsunuz. Sizde bir blog yazarı olarak bu etkinliğe katılmak isterseniz, haftalık konular hakkında yazarak veya haftalık bir konu belirleyerek dahil olmanız yeterlidir.           Bu haftanın konusuna gelirsek;           "İyi bir komşu nasıl olur? "          Bu soru kişilere göre değişkenlik gösterir bana göre. Sonuçta kapısı çalınmayan ve kimse ile bir komşuluk yapmayan nice insanlar vardır. Onlar için komşu demek yabancı insan demektir. Birde uzak durulması gereken insanlar.           Bir başka birisi için ise sürekli evinde olması gerektiği düşünen ve ayrılmaz kişiler olarak görülür. Birinden biri sürekli evde olur ve ayrılmazlar. Yemek, çay gibi şeyler birlikte yapılmalı. Her şey ince detayına kadar anlatılmalı ve yakın olmalıdır.           Bu iki türde fazla bence. Sonuçta her şeyin fazlası bana göre zarardır. Komşunun sürekli evde olması da doğru değil. Aynı

Sıradanlaşan Aşklar!

Resim
         Bugün biraz sıradanlaşan aşklar hakkında konuşmak istiyorum. Bir yazı okudum ve dikkatimi çekti. Bu konu hakkında yazmanın gerektiğini hissettim. Sizce sıradanlaşmak nedir? Bu sadece aşk için değil genel hayatımız için de geçerlidir. Sadece konu aşk olunca daha dikkat çekiyor sanırım. Yoksa sıradanlaşan sadece aşk olmuyor. İnsanlar da sıradanlaşıyor. Daha doğrusu belli bir rayda durup ilerliyor. Enerjileri mi tükeniyor acaba ya da başka bir şey mi? Bunu biraz düşünmek gerekiyor.          Aşk, kişiler arası ilişki veya bir başka varlığa duyulan derin sevgi olarak tanımlanıyor. Sevginin en güçlü hali diyebiliriz. Bu sevgi hem ruhen hem de bedenen âşık olmak demektir. Oldukça kuvvetli ve büyük etkisi olduğu kesin. Peki, âşık olundu sonra hep aynı mı devam ediyor? İşte burada aşkın devam etmediğini ve sıradanlaşmaya başlaması başlar. İki kişi arasında olan aşk bir zaman sonra normal bir sevgi ve alışkanlığa dönüşüyor. İlk başlardaki o tutku ve heyecan yerini sıradan bir ilişkiye b

Kurbağa Hikâyesi

Resim
           Bu hikâye oldukça güzel ve dikkat çekici. Hikâyeye gelelim o zaman.          Ormanda grupça dolaşan bir grup kurbağa varmış. Bu kurbağalar ormanda gezinirken bir çukuru fark etmeyip iki tanesi içine düşer. Çukur oldukça derin imiş. Çukurun derinliğini gören diğer kurbağalar iki kurbağanın pek şansının olmadığını düşünürler. Bu yüzden iki kurbağaya seslenip şanslarının olmadığını ve boşuna çabalamalarını söylerler.           Ancak, iki kurbağa diğerlerinin söylediklerini duymazdan gelmeye ve çukurdan çıkmak için zıplamaya başlarlar. Tabi yaptıkları tüm çabaya rağmen yukarıya bir türlü ulaşamazlar. Sonunda kurbağalardan bir tanesi pes edip vazgeçer.           Diğer kalan kurbağa ise inatla zıplamaya devam eder. O zıplamaya devam ederken, yukardaki kalabalık kurbağa gurubu bağırarak artık pes etmesini söyler. Fakat kurbağa son bir kez daha zıplar ve sonunda çukurdan çıkmayı başarır.           Dışarı çıktığında diğer kurbağalar ''Bizi duymadın mı?'' diye sorarlar