Milena'ya Mektuplar - Franz Kafka (Kitap)

Franz Kafka, Prag'da bir dost meclisinde tanıştığı gazeteci Milena Jesenská'dan öykülerini Çekçe'ye çevirmesini ister. Kafka ile Milena'nın yollarını kesişmesine neden olan bu dilek, bir ilişkinin başlangıcı, Milena'ya Mektuplar başlığı altında toplanan bu yazışmalarsa kısıtlı bir iletişimin tek aracı olacaktır.  Milena'ya Mektuplar eşi benzeri olmayan bir kitap, mektuplara örülmüş bir aşk romanıdır. Kafka'nın Milena'ya Nisan 1920 tarihli ilk mektubunda yağmurlu bir günden söz ederek deyiş yerindeyse bir roman tadında başlattığı bu yazışmalar, yazarın ölümünden kısa bir süre öncesine değin süregiderken, ümitsizliğin, çaresizliğin ve tıkanışın anlatımına dönüşür. Çünkü Kafka'nın da dediği üzere, Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları.

        Franz Kafka,1919 yılında Prag'da dostlarıyla bir kafede iken Milena Jesenská ile tanışır. O zamanlar Franz Kafka 36, Milena Jesenská ise 23 yaşındadır. Daha sonra evine Viyana'ya dönen Milena, Franz Kafka'ya bir mektup yazar. Eserlerini çevirmek için teklifte bulunur. Franz Kafka bu teklifi kabul eder. Daha sonra tekrar Milena'ya yazar ve bu mektuplar iki yıla aşkın devam eder. Bu sayede Franz Kafka mektup aşkının ilk adımını atmış bulunmaktadır. 
        Kitapta sadece Kafka'nın mektupları mevcuttur. Bunun nedeni ise şudur. Kafka ölmeden önce yakın arkadaşı Max'a bir vasiyette bulunur ve ondan bu mektuplarını bulup yakmasını ister. Fakat arkadaşı bu mektuplara kıyamaz ve bunların bütün dünya tarafından okunmasını ve Kafka'nın tanınmasını ister. Bu nokta da iyi bir şey yaptı mı bilemem ama mektuplar oldukça güzel olduğu kesin. Daha sonra bu mektupları yayınlar. Tabi kitapta sadece Kafka'nın mektupları mevcut. Milena'nın mektupları yoktur. 
        Mektuplar sayesinde Kafka'nın hissettiklerini ve yaşadığı aşkın detaylarını öğrenmek mümkün. Aynı zamanda son dönemde yaşadığı hastalığın verdiği etkileri de görmek mümkün. Bunları okudukça insan üzülmüyor değil. Birde şu gerçek var ki Milena bir başkası ile evli ve boşanmıyor aksine onunla devam ediyor. Tabi kocası hakkında pekiyi şeyler söylenmiyor açıkçası. Karısını aldatan biridir. Sanırım oda hasta olup karısına ihtiyacı var diye Milena ondan boşanmıyor. O kısım nedense bana doğru gelmedi. Tabi bu mektuplaşma durumunu herkes biliyor. Bu da bana biraz şaşırtıcı geldi. Aşkları konusunda bir yorum yapamam ama evli bir kadın için biraz sıkıntılı olsa gerek. Bu iki yıl süre zarfında bir kaç kez yüz yüze görüşme oluyor. Bunun hakkında da detaylar var. 
        Kitapta ilgimi çeken nokta Kafka'nın masum aşkının olduğu gibi yazıya dökmesi ve elinden bir şey gelmemesi oldu. O kadar anlamlı ve güzel mektuplar var ki içinde hayran kalmamak elde değil. Kafka'nın kalemi oldukça başarılı olduğu kesin. Yaşadığı son dönemi ve hislerini açık bir dille ifade ediyor. Bunları okudukça etkilenmemek elde değil. Kitabı okudukça daha doğrusu mektupları okudukça Milena bunlara nasıl cevap verdi diye düşünmeden edemiyor insan. Onları da tahmin yürüterek bulmaya çalışıyorsun. Başka türlüsü mümkün değil. Bir de mektuplardan gelen cevapları biraz daha iyi anlamak mümkün. 
        Kafka'nın, ''Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları. Bu zengin besin sayesinde görülmemiş derecede çoğalırlar. İnsanlık bunu hissediyor ve buna karşı savaşıyor; insanlar arasındaki hayaletli iletişimi olabildiğince kesmek ve doğal bir ilişki biçimine, ruhların huzuruna kavuşmak için demiryolunu, arabayı, uçağı icat etti, ama hiçbir şey işe yaramıyor, belli ki bunlar uçurumdan düşerken yapılmış̧ icatlar, karşı taraf ise çok daha sakin ve güçlü, mektuptan sonra telgrafı icat etti, telefonu, telsizi. Hayaletler açlık çekmeyecekler ama biz telef olacağız.'' sözleri oldukça hoşuma giden beğendiğim kısımlar arasında. Birçok cümlesini kayıt altına aldırtan bir kitap. Muhakkak okunması gerekir. Şunu da eklemek gerekir, normal kitaplar gibi hemen okunmaz daha çok zaman istenen ve ara ara mektuplara bakmak daha iyi gelir diye düşünüyorum. Yoksa biraz yorabilir. Tek taraflı yazılan mektup olduklarından dolayı. Onun dışında gayet güzel ve okunması gereken bir eser. İyi okumalar dilerim. Sevgiyle kalın. 😊💙🌼

        Kitaptan birkaç alıntı 

        Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?

        Dış görünüşün vız geliyordu bana, sözlerine önem veriyordum yalnız.

        Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın Ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım?

        Milena, sen başkaydın. Hasta bir adamı sevecek kadar hastaydın!

        Yanımda yürüyordun Milena, düşünsene, yanımda yürümüştün! Aşık biri için ne büyük nimet değil mi?

        Çok yorgunum aşktan, kederden, çaresizlikle cebelleşmekten o kadar yorgunum ki...

        Milena yardım et bana! Söyleyebildiklerimden daha fazlasını anla!..

        Kalbimin içerisinde sen varken her şeye katlanabilirim.

        Milena, kıskanç değilim. Ya dünya minicik, ya biz dev gibiyiz, en azından dünyayı tümüyle doldurmaya yetiyoruz. Kimi kıskanacağım bu durumda?

        Kendime fazla ağırım sana ise fazla hafif.

        Seni hiç görmesem bile, bana aitsin!
        
        Sanki ayağıma bağlanmış ağırlıklarla denizin dibini boylayacakmış gibi hissediyorum ve beni çekip kurtaracak kişi de bana el uzatmıyor.

        En kötüsü de; sahip olamadığın şeylere ait olmandır.

        Ve senin yanında öylesine huzurlu öylesine huzursuz, Öylesine baskı altında ve öylesine özgürüm ki...

        Ah  Milena, bugün yağmur göz kapaklarıma yağıyor...

        Evlenmenin nedeni yalnızlıktan kurtulmaksa, ne elde edilir? Yalnızlığı yalnızlıkla birleştirmekten bir yuva kurulamaz.

        Zaten hiç anlamı yok, mezarın üzerindeki çiçeğin neye faydası olur ki

        Dünyada benim ihtiyaç duyduğum kadar sabır var mı Milena?

        Ki eğer sen bu isen, özür dilerim. Bilmeden sevdim.

        Söyleyecek söz bulamıyorum, ne yapayım. Öyle bir sessizlik çöktü ki, bu sessizliğin içine seslenemiyor insan.

        Asla beraber olamayacağız, aynı evi, aynı teni paylaşmayacağız, aynı masada oturmayacağız, hatta aynı şehirde bile oturmayacağız.

        Benimle onun arasında kaldıysan, onu seç Milena. Neden? Çünkü beni gerçekten sevseydin, bir seçenek olarak görmezdin.

        Evet, seni seviyorum budala! Tıpkı denizin, kendi dibindeki bir çakıl taşını sevmesi gibi... Evet, işte sevgim seni böyle kaplıyor! Ve Tanrı izin verirse, senin yanında bu kez ben çakıl taşı olacağım...

Yorumlar

  1. Siempre me ha gustado ese libro. y ese autor. Gracias por la reseña. Te mando un beso.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fue un libro que leí con mucho gusto. Es un libro muy bonito. Gracias. Yo también te envié un beso. 😊

      Sil
  2. Güzel bir zamanlama olmuş demek ki. Şuan mektuba dair bir heves oluşmuştur sizde de sanırım. Okumak her zaman iyi hissettirir. Mektupları severim bende. 😊

    YanıtlaSil
  3. kafka çok iyi yaaa yazar olarak ama kendisi hep hastaymış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bende katılıyorum sana iyi bir yazar. 😊 Hastalık kötü olmuş..

      Sil
  4. E kitap olarak bende tavsiye etmem. Kitabı eline almadan tadı çıkmaz bana göre. 😊 Ne güzel yaşamış olmanız. Resim bile olsa onun anlamı ne büyüktü sizin için kim bilir. 😊

    YanıtlaSil
  5. Çocukluk olunca normal oluyor ve anlamlı olduğu da kesin. 😊

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevgililer Günü

Kadıköy Boğa Heykeli

Buz Prenses - Camilla Läckberg (Kitap)

Ağaç Ev Sohbetleri 223

Ömür Dediğimiz Nedir?

Yazı Yazmak!

Ağaç Ev Sohbetleri 221