Kayıtlar

Nisan, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yerebatan Sarnıcı (Müze)

Resim
Yerebatan Sarnıcı     Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un görkemli tarihinin izlerini sürdüren en önemli kültür varlıklarının başında gelmektedir. ( Sarnıç:  B iriken yağmur sularının temiz bir şekilde depolanmasının ardından kullanılmasını sağlıyor . Sarnıçlar tuzlu sudan ziyade, tatlı su depolamak amacıyla kullanılıyordu. )      Doğu Roma İmparatoru I . Justinianus (527-565 yılları arasında) tarafından yaptırılan bu büyük yer altı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında ''Yerebatan Sarayı'' olarak isimlendirilmiştir. Latincede ''Cisterna Basilica'' olarak adlandırılan yapının bulunduğu yerde daha önceleri Stoa Bazilikası bulunduğundan, kimilerince ''Bazilika Sarnıcı'' olarak da anılmaktadır.     Su depolama kapasitesi ile şehrin en büyük kapalı sarnıcı olarak bilinir. 80.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir. Yerebatan Sarnıcı, diğer kapalı sarnıçlardan bir diğer farkı ise daha

Kalp Kırmak

Resim
          Sultan Mahmud-u Gaznevi hazretleri bir savaş sonunda çok kıymetli bir elmas yakut taşı ganimet olarak ele geçirir. Sonra taşı eline alarak baş vezirine, (Al bu taşı kır, paramparça et) der.           Baş vezir der ki:           – Aman efendim bu çok kıymetli ben bunu kıramam.           Sonra yanındaki diğer vezire aynı şeyi söyler. O da der ki:            – Bu çok kıymetlidir, kırılmaz bu.           Diğerlerinin hepsi aynı şeyi söylerler.           Sultan, özel hizmetçisi Ayaz’ı  çağırıp, (Al bu taşı kır) der. Daha demeye kalmadan Ayaz taşı yere vurup kırar, paramparça eder.           Padişah hiddetli bir şekilde der ki:           – Bre Ayaz sen ne yaptın, vezirler bunun çok kıymetli olduğunu söylediler. Nasıl kırarsın bunu?            Ayaz der ki:            – Efendim, ben taştan ne anlarım, benim için kıymetli olan sizin emrinizdir, sizin kalbinizdir, kalbiniz kırılacağına varsın taş kırılsın.           Sultan vezirlerine dönüp der ki:            – Ayaz’ı niçin sevdiği

Ramazan Bayramı

Resim
         Müslümanların Ramazan ayının bitmesinin ardından kutladıkları bayrama Ramazan Bayramı denmektedir.  Ramazan, Kur'an-ı Kerim'in indirilmeye başladığı ay olmasından dolayı Müslümanlar için çok kıymetlidir. Ramazan Bayramı'na, o gün fıtır sadakası verilmesinden dolayı '' Fıtır bayramı '' adı da verilmektedir. Halk arasında ise şeker bayramı olarak anılır.           Ramazan Bayramı, tutulan orucun ardından sonra yeme ve içmenin, her türlü helal nimetten yararlanmanın mübah olduğu günlerdir.  Müslümanların eğlenip birbirlerini ziyaret ettikleri, hediyeleştikleri; fakirlere ve kimsesizlere sadaka verilerek sevindirildiği günlerdir. Ramazan Bayramı'nın ilk gününde oruç tutmak haramdır. İslam kültüründe bayramlar, toplumsal dayanışmayı ve barış içinde yaşamayı ifade etmektedir. Küslerin barıştırıldığı, gariplerin sevindirildiği bayramlar birlik ve beraberliğe vesile olduğu için her hoşgörü, her iyilik ve yapılan her ikram ibadet sayılmaktadır.     

Kadir Gecesi

Resim
         Kadir Gecesi nedir?           Kadir Gecesi , İslam inancına göre Kur'an-ı Kerim'in , ALLAH tarafından Cebrail meleği aracılığıyla Hz. Muhammed (S.A.V.) 'e indirilmeye başlandığı gecedir. Sözlükte kadir  kelimesi '' hüküm, şeref, güç, yücelik '' gibi anlamları ifade eder. Dini literatürde ise ''leyletü'l-Kadr'' şeklinde Kur'an-ı Kerim'in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97. sure ( Kadir Suresi ) bu gecenin önemi hakkında bilgi vermektedir. Surede Kuran-ı Kerim'in Kadir gecesinde indirildiği ve sözü edilen gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir.          Müfessirler hayırlı olanın bu gecede yapılan amel olduğunu, bin ayın ise içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bir süreyi ifade ettiğini belirtirler. ( Müfessir ;  tefsir ile uğraşan ilahiyatçılara verilen isim .  Kur'ân-ı Kerîm'i yorumlayan kimsedir. )            ALLAH'ın insanlara peygamberler vasıtasıyla Kur'an-ı

Akrep Hikâyesi

Resim
         Akrep Hikâyesi           Hintli bir adam suyun içinde zar zor ilerlemeye çalışıyormuş. Bu sırada yanına bir akrep yanaşmış. Adam akrebi kurtarmak istemiş ve parmağını ona doğru uzatmış. Fakat akrep adamın bu hamlesinden sonra adamı sokmuş. Hintli adam bu duruma çok şaşırmış fakat yine de tekrardan parmağını akrebe doğru uzatmış. Akrep tekrar adamın parmağını sokmuş.            Bu olayı gören başka bir adam kendisini sürekli sokan bu akrebi kurtarmaktan vazgeçmesi gerektiğini söylemiş. Hintli adam buna şu şekilde cevap vermiş:           -Akreplerin doğasında sokmak vardır. Fakat ben insanım. İnsanın doğasında ise sevmek vardır. Akrebin doğasında sokmak var diye kendi doğamda olan sevmekten mi vazgeçeyim?          Hikâye daha önce okumuş muydunuz acaba. Bazı yerlerde derviş derler çoğunluk ise Hintli bir adam diye belirtir. Bende ilk olarak Hintli bir adam olan hikâyesini okuyunca tercihimi ondan yana kullandım. Kısa ve öz bir hikâye.           Akrep hikâyesine bakınca; akrep

Sait Faik Abasıyanık (Roman Yazarı)

Resim
         Sait Faik Abasıyanık - Türk Öykü ve Roman Yazarı (1906-1954)          Sait Faik Abasıyanık 1906 yılında Adapazarı'nda doğmuştur. Türk öykü ve roman yazarıdır. Aynı zamanda şairdir. Özellikle Türk edebiyatında çağdaş hikâyeciliğe önemli katkıları olmuştur. Takma adı Adalı 'dır.          İlk ve orta öğrenimini Adapazarı, İstanbul ve Bursa'daki çeşitli okullarda gören Sait Faik Abasıyanık, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde başladığı yükseköğrenimini 2 (iki) yıl sonra yarıda bırakarak babasının isteği üzerine iktisat okumak üzere önce Lozan'a (İsviçre), daha sonra da Grenoble'a (Fransa) gitti. Grenoble'da kaldığı 3 (üç) yıl boyunca, öğrenimini düzenli biçimde sürdürmek yerine gönlünce yaşamaya baktı. Babası tarafından geri çağrıldıktan sonra, ticaret evi ortaklığı, Türkçe öğretmenliği, fıkra ve röportaj yazarlığı gibi çeşitli işlerde çalıştı. Sonunda ise babasından kalan gelirle geçinerek kendini bütünüyle edebiyat çalışmalarına verdi. Kışl