Ramazan Ayı ve Önemi

Ramazan, Hicrî takvime göre 9. ay ve İslam dininin inancına göre Peygamber Muhammed'e Kur'an ayetlerinin inmeye başladığı, aynı zamanda Müslümanlarca oruç tutulmaya ve Terâvih Salat'ına başlanılan aydır. Bu ayda oruç tutmak, İslam'ın beş temel şartından biridir.

        Ramazan ayı neden önemlidir?

        Ramazan ayı Müslüman olan her ülkede ''11 Ayın Sultanı'' olarak anılır. Normalde Hicri takviminde 12 ay olmasına rağmen neden 11 ay denildiğini düşündünüz mü? Bunun nedeni, Ramazan ayının diğer aylardan üstün olarak görülmesi ve bundan ötürü Ramazan ayının geriye kalan 11 ayın sultanı olarak kabul edilmesindendir.
        Bir diğer nedeni ise bilindiği üzere kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in bu ayda indirilmeye başlanmasıdır. Kur'an-ı Kerim'de bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen ''Kadir Gecesi'' yine bu ayın içinde olmasındandır. 
        Ayrıca İslam'ın temel ibadetlerinden biri olan orucu bu ayda tutarız. Ki bu da bizim nefsimizi terbiye etme açısından çok büyük öneme sahiptir. Ramazan ayında tuttuğumuz oruç ile ALLAH'a şükür etmeyi, sabretmeyi, aç ve susuz kalan insanın halinden anlamayı, elimizdekileri paylaşmayı ve az ile yetinmeyi öğretir bize. Dualarımızda da dikkat etti iseniz genel olarak şükretmek üzerine ederiz.  
        Ramazan ayının ismi, ALLAH'ın isimlerinden biridir. Bu yüzden ALLAH'ın rahmeti ve bereketi bu ayda çok olur. O yüzden bu ayı dolu dolu yaşamamızın sebebi de budur. Kur'an-ı Kerim okumaya, tesbihler çekmeye, namaz kılmaya ve birçok dini vazifeleri yapmak için uğraşırız. Çünkü biliriz ki bu ayda yapılan bütün ibadetler sonucunda ALLAH tarafından bağışlanır ve günahlarımız silinir.
        Birde bu ayda bizler için ayrıca güzel yanı kendimizi arındırıp temizlemektir. Reset çekmek gibi. Vücudumuz ile birlikte zihnimiz de kendini yeniler. Güzel duygular dolar zihnimize ve benliğimize. İman aşkımız artar ve daha da büyütürüz bunu. 
        En güzel yanlarından biri de iftar zamanında hep birlikte oturup yemek yemenin tadına varırız. Birlik olmayı ve ayrılmamayı öğreniriz. Küs olanlar barışır. Kızgınlık biter. Dargınlık kalmaz ve hep beraber okunan ezan ile birlikte hareket edip bir şeyler yemeye başlarız. O anın tadı bir başka güzel oluyor. En sevdiğim kısım isi ezandan önce beklediğin o bir kaç dakikadır. Sanırım gün boyu beklemek o kadar zor gelmediğinden mi ya da önünde yemek var ama ezan okunmayana kadar ona dokunmuyor olmanın verdiği imtihan bir başka güzel bana göre. O bekleyiş ve mutlu son paha biçilmez. Birde benim gibi yemek yemeyi seviyor iseniz, düşünün ne kadar güzel oluyor o an. 😊

        Gece toplanıp camilerde kılınan namazlar da ayrı bir his verir insana. Cemaat ile birlikte kılınan Teravih Namazı ve namazdan sonra okunan Kur'an-ı Kerim'i dinlemek bir başka güzel oluyor. Herkes o anda tek yürek ve tek beden misali orada o anı yaşıyor. Hep birlikte mutlu ve huzurlu oluyoruz. Yüreklerimiz hep birlikte sıkıntılardan arınıp feraha kavuşuyor. 
        Ramazan ayında açılan iftar çadırlarımızda çok olur. İftar çadırlarında hep birlikte yemek yenir ve birlikte dua edilir. İftar çadırı, ihtiyacı olan veya o an yemeğe yetişmeyenler için kurtarıcı bir yer haline gelmiştir. Her sene olduğu gibi bu sene de kuruluyor. Hatta bu sene daha çok ihtiyaç var bu iftar çadırlarına. Bu konuda ülkemizin yüreği geniş ve güzel insanı çoktur. Her zaman yardıma ve ihtiyaç sahibine ulaşmak adına her şeyi yaparız. Bu konuda insanımızdan ne kadar gurur duysak azdır. 
Cami, İslam dininin ibadet mekanıdır. Genellikle minaresiz küçük camilere veya bazı kurum ve kuruluşlarda ibadet için ayrılmış ufak mekanlara ise mescit denir. Kur'an'da ibadethane adı olarak cami terimi geçmez, ancak "secde yapılan yer" anlamındaki mescit kavramı kullanılır.


        Ramazan ayında neler yapılmalı?

        Bu ayda elimizden geldiğince ne yapar isek bizim için o kadar faydası olur. Öncelikle bana göre oruç tutan birine saygı göstermektir. Çünkü bu konuda hassas olmamız gerektiğini düşünüyorum. Daha sonra da yoksul olan insanlara yardım etmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Özellikle gıda konusunda yardımcı olmamız gerekiyor. Bu aya özel koliler her sene hazırlanıp verilir. Ondan yana da iyi durumdayız.

        İftarda olduğu gibi sahura da kalkmamız gerektiğini bilelim. Sahurun ayrı bir dinginliği ve güzelliği var. Gece vurulan davulların sesi eşliğinde kalkıp sahuru hazırlamak ve bir şeyler yemek gerekir. Aç aç oruç vücut için çok zararlı. Ki sahura kalkmanın da sevabı çoktur. 

        Peygamber efendimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V) sünnetlerinden biri olan Teravih Namazını bu ay içinde kılmaya dikkat edelim. Oruç ile birlikte bu namazında hayrı çoktur. 

        Maddi açıdan durumu olanlar bu ayda Umre'ye gidebilir. Ayrı güzel olur diye düşünüyorum. Oralarda oruç tutmak zor mu bilmiyorum ama güzel olduğu kesin. Bir gün oraya gitmek bize de nasip olsun âmin. 🤲

        Bu ayda en çok dikkat etmemiz gereken şey ise nefsimize terbiye vermektir. Yaptığımız hataları düşünüp bir daha yapmamaktır. Kusurları düzeltmeye çalışmamız gerekir. Bol bol tövbe etmemiz gerekiyor. Bir daha yapmamak adına... Kırdığımız veya bize darılan biri var ise muhakkak olunca görüşüp bunu düzeltmek gerekir. Sarılacak yara var ise birlikte sarmamız gerekir. Yanlış davranışlarda bulunmamak gerekir. Kötü huyları terk etmek için çok güzel bir zamandır. Elinden geldiğince dikkat edersen, kötü alışkanlıklardan vazgeçmiş olduğunun farkına varırsın.

        Oruç bize yemek ve su içmeyi yasakladığı gibi kötü söz söylemeyi de yasaklıyor. Ağzımızdan kötü söz çıkarmama konusunda daha dikkatli olmamız gerekiyor. Yanlış bir sözün bazen telafisi olmayabilir. O söz kalp kırmaya sebep olabilir. Bu da bizim için kötü olur. Kalp kırmak ve bunu tamir edememek insan için yıpratıcı bir durum. Bu konuda daha hassas olup daha güzel sözlerin ağzımızdan çıkmasına izin verelim.

        Öfkemizi de kontrol altına alalım. Sinirlenmek yerine daha sakin olmaya çalışmalı ve bu ayın verdiği huzur ve rahatlığı yaşayalım. 

        İsraf etmeyi de bırakmamız gerekiyor. Özellikle yemek konusunda bu ay daha da dikkat edelim. Ramazan sofrasına yakışır şekilde yemek yapıp yiyelim. Gösteriş olsun diye değil de daha sağlıklı ve bize faydalı olacak yiyecekleri seçelim. 

        Komşularımız, akrabalarımız ve tüm sevdiklerimiz ile daha çok zaman geçirelim. Yemeklerde beraber olalım birlikte iftarı bekleyelim. Okunan ezan ile birlikte yemek yiyelim ve birlikte dua edelim.

        Ramazan ayı boyunca Kur'an-ı Kerim'i okumaya çalışalım. Birde sürekli dua edelim. Çünkü bizi kurtuluşa götürecek olan tek şey duadır. Ne kadar çok dua eder isek, ALLAH tarafından o kadar çok bağışlanır ve affediliriz. Ellerimiz sürekli semaya doğru açık olsun. Dualarda buluşalım. Dualarımızda kabul olur umarım. 🤲


Kur'an-ı Kerim kırk iki vahiy katibi tarafından yazılmıştır.  En meşhurları Mekke'de Abdullah b. Sa'd, Medine'de ise Übey ibni Kab'dır. Kur'an ayetleri kağıt, bez, deri parçaları, taş, tuğla, kürek kemikleri üzerine yazılmıştır.

        Ramazan ayı ile ilgili ayetler...

        Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. (Bakara Sûresi 183)

        Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. (Bakara Sûresi 184)

        (O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir. (Bakara Sûresi 185)

       Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar. (Bakara Sûresi 187)

        Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olur (da tıraş olmak zorunda kalır)sa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman (olmak üzere) tam on gün oruç tutar. Bu (durum), ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin. (Bakara Sûresi 196)
    
        Bir mü’minin bir mü’mini öldürmesi olacak şey değildir. Ancak yanlışlıkla olması başka. Kim bir mü’mini yanlışlıkla öldürürse, bir mü’min köleyi azad etmesi ve bağışlamadıkları sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. (Öldürülen kimse) mü’min olur ve düşmanınız olan bir topluluktan bulunursa, mü’min bir köle azad etmek gerekir. Eğer sizinle kendileri arasında antlaşma bulunan bir topluluktan ise ailesine verilecek bir diyet ve mü’min bir köle azad etmek gerekir. Bunlara imkân bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay ard arda oruç tutması gerekir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisâ Sûresi 92)

        Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz. (Mâide Sûresi 89)

        Ey iman edenler! İhramlı iken (karada) av hayvanı öldürmeyin. Kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse (kendisine) bir ceza vardır. (Bu ceza), Kâ’be’ye ulaştırılmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. Allah, geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir. (Mâide Sûresi 95)

        Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele. (Tevbe Sûresi 112)

        “Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, “Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı (oruç) adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım” de. (Meryem Sûresi 26)
    
        Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mü’min erkeklerle mü’min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkekler, Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. (Ahzâb Sûresi 35)

        Kim (köle azat etme imkânı) bulamazsa, eşine dokunmadan önce ard arda iki ay oruç tutmalıdır. Kimin de buna gücü yetmezse altmış fakiri doyurmalıdır. Bunlar, Allah’a ve Resûlüne hakkıyla iman edesiniz, diyedir. İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kâfirler için elem dolu bir azap vardır. (Mücâdele Sûresi 4)

        Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, Müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir. (Tahrim Sûresi 5)

        Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar. (Kadir Sûresi 1-5)

Yorumlar

  1. Emeğinize sağlık.
    Kıymetli bir paylaşım.
    Sağlık dolu H. vakitler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Begenmenize sevindim. Size de sağlıklı ve güzel vakitler dilerim.😊👍🏻

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevgililer Günü

Kadıköy Boğa Heykeli

Buz Prenses - Camilla Läckberg (Kitap)

Ağaç Ev Sohbetleri 223

Ömür Dediğimiz Nedir?

Yazı Yazmak!

Ağaç Ev Sohbetleri 221