Aklından Bir Sayı Tut - John Verdon (Kitap)

 Dave Gurney Serisi 1

    Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: "Aklından herhangi bir sayı tut. 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı." Adam öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: "Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin... Küçük zarfı aç." 

    "Aldıklarını geri vereceksin 

    Vermiş olduklarını aldığın zaman. 

    Biliyorum ne düşündüğünü, 

    Ne zaman uyuduğunu, 

    Nereye gittiğini, 

    Nereye gideceğini. 

    Seninle bir randevumuz var, Bay 658." 

    Kitabın arka kapağında sizi böyle bir mektup karşılıyor. Okuduktan sonra sizde de bir merak duygusu uyandı ise kitabı okumanız gerektiğini anlamış olursunuz.

    Kitapların arkasındaki yazılara dikkat eden biriyimdir. Bazen bir cümle bile bana o kitabı okumak için yeterli gelebilir. Şu kitabın arkasındaki mektupta yazılanı okuyunca ve tahmin edilen sayıyı bulunca daha da dikkatimi çekti. Onun nasıl bulduğunu kesinlikle öğrenmem gerekir. (Okuyunca anlıyorsunuz.😉)

    Kitap polisiye tarzda yazılmış bir seri katil hikayesini anlatıyor. Kurbanlar arasındaki ortak noktayı bulmaya çalışan emekli Dedektif Gurney'dir. Araştırmasına sebep olan neden ise; bu mektubu alan Mark Mellery'in eski okul arkadaşı olması ve ona yardımcı olması için yanına gelmesidir. Fakat daha bir şey bulamaz iken Mark Mellery'in öldürülmesi ile cinayetler başlar ve Dedektif Gurney katilin kim olduğunu bulmaya çalışır. Hem arkadaşı için hem de istemeden olaya dahil olduğundan ve cinayetlerin çok zekice planlanarak işlenmesinden dolayı katili çok merak ediyor.

    Seri katilin cinayetler için kullandığı silah aleti işçi şişesidir. Kitapta sarhoş babalara karşı bir nefret ve öfke patlaması mevcut.

    Kitabı okurken bir an kendimi olayın içindeymişim gibi hissettim. Olay örgüsü ve yazarın zekası o kadar etkileyici ki; içine girmemek mümkün değil. Sayfalar ilerledikçe katil hakkında bilgi sahibi oluyorsun tahminler yürütüyorsun, fakat her nasılsa katil ortaya çıkmıyor ve hiç ummadığın anda kendini gösteriyor. 

    Sıradan polisiye romanlarından farklı bir anlatım tarzı olan ve sizi kendine çeken bir kitap. Özellikle Dedektif Gurney'in zekası ve dikkati çok iyi. Onun düşünce yapısı sizi hayran bırakıyor. Tabi zeki eşi Madeleine de unutmamak gerekir. Kocasının daha iyi cevaplar bulmasına yardımcı oluyor. Polisiye tarzda kitap severlere tavsiye ederim.

    Kitaptan birkaç alıntı

    Kafasında harcadığı zaman, dünyada harcadığı zamandan daha fazlaydı.

    İnsanları öldüren silahlar değil, yine insanlardır.

    

    Yalnız bir hayat, boşa geçen bir hayattır.

    

    Hayat sana limon veriyorsa, limonata yap...

    İnsan ne kadar görmezden gelirse gelsin, ölüm kendini fark ettirmenin bir yolunu buluyor. Hislerinin arasına, bodrum dairesine sızan su gibi sızıyor.

    Akıl ikilemler ve çelişkiler yığınıdır. Başkalarının güvenini kazanmak için yalan söyleriz. Gerçek kişiliğimizi birileriyle yakınlaşmak için gizleriz. Mutluluğu yakalamak için, mutluluğu kaçıran tercihler yaparız. Haksız olduğumuz zamanlarda haklı olduğumuzu göstermek için olağanüstü çaba gösteririz.

    Bizi en çok üzen kişisel felaketler, içimizden atamayacak kadar güçsüz olduklarımız, kabul etmek istemesek de bizim de içinde rol almış olduklarımızdır. Bu yüzden acı çekmeye devam ederiz. Kökenine inmeyi reddettiğimiz için.

    İyi insanlara kötü şeyler olur.

    Beni yakalayabiliyorsanız yakalayın ama bunu yapamazsınız. Çünkü ben size göre fazla zekiyim...

    Eğer anlatacaklarına nereden başlayacağını bile bilemiyorsan, ne halt etmeye buraya geldin?

    Bahçedeki bir çiçek manzarasının dünya üzerindeki en iyi ilaç olduğuna inanıyorum.

    İnsan geçmişten gelen bir sesin neler anlatabileceğinden asla emin olamıyor.

    Kargalar, içlerinden birinin yalnız ölmesine asla müsaade etmezdi. Bir karga ölüyorsa, diğerleri gelip onun yanında durur ve onu yalnız bırakmazdı.

    Bazen büyük bir son, planın bir parçasıdır.