Sinekli Bakkal - Halide Edib Adıvar (Kitap)

“Sinekli Bakkal Sokağı’nın bozuk kaldırımlarında seke seke Şevket Ağa’nın fenerini takip eden Rabia, Selim Paşa Konağı’nın geniş caddesine çıkınca yeni bir dünya keşfetmiş gibi sevindi. İki tarafı büyük bahçeler içinde, bahçe ortalarında konaklar, her kapının üstünde büyük bir fener... Kapılardan birine uşağın ardı sıra girdi. Hanımelleri, yasemin ve akasya kokuları, fıskiyenin şırıltısı... Bunlar çocuğun yüreğine tatlı bir çarpıntı verdi.”  Defalarca basılmış, kuşaklardan kuşaklara ulaşabilmiş Sinekli Bakkal, II. Abdülhamid dönemini bir geçmiş zaman dekoru önünde yansıtarak eskiden yeniye devralınması gereken kültür, sanat ve töre değerleri üzerinde durur. Bir anlamda, yazar ve eseri, tarihî süreklilik arayışı içerisindedirler.

        Kitapta olayların asıl geçtiği yer olan Sinekli Bakkal Sokağı, mahallenin merkezi konumunda bir yerdir. Mahalle imamı olan Hacı İlhami'nin Emine diye bir kızı vardır. Emine mahalle sakinlerinden biri olan ve lakabı ile Kız Tevfik adındaki kişiyi sevmektedir. Kız Tevfik'te Emine'yi sever. Çocukluklarından bu yana birbirlerine sevdalıdırlar. Ama Emine'nin babası onun büyüdüğünde Tevfik ile evlenmesini istemez. Bu yüzden Emine evlenme çağı geldiğinde onunla kaçar ve mahallenin imamına nikâhlarını kıydırırlar. Evlendikten sonra Tevfik'in asıl işi olan ortaoyunu, zennelik ve karagöz gibi eğlence oyunlarını Emine onunla evlenmesi için bırakır. Emine'nin evlenmeden önce tek şartı budur. Tevfik mesleğini bırakıp ailesinden miras kalan bakkalı işleterek geçimini sağlayacağına dair Emine'ye söz verir. 

        Evinden kaçan Emine'nin babası Hacı İlhami mahallenin içinde onu evlatlıktan reddeder. Tevfik söz verdiği gibi bakkallık yapmaya çalışır. Fakat bu çok uzun sürmez ve bakkallık yapmaktan sıkılmaya başlar. Arada bakkalı boşlamaya başlar. Bu durum da onun dükkânına müşteri gelmemesine neden olur. Gittikçe işler kötüye gider. Bunu fark eden Emine işe koyulur ve bakkala çeki düzen vermeye başlar. Bu sayede o patron olurken, Tevfik onun çırağı konumuna düşer. Emine bakkalı eski düzenine geri getirir. Müşteriler geri gelmeye başlar. Her şeyin düzelmesi ile Tevfik'in hal ve hareketleri Emine'nin gözüne batar. Tevfik'in Emine'nin taklidini yaparken yakalanması üzerine dayanamayıp onu evden kovar. Evden kovulan Tevfik, mahalleyi sarhoş olup rahatsız etmeye başlar. Mahalleli ile Emine ondan şikâyetçi olduktan sonra Tevfik tutuklanır ve Gelibolu'ya sürgün edilir. Tabi bu sürede Emine tekrar babasının yanına gider ve babası onu affeder. 

        Baba evine giden Emine Tevfik'ten hamiledir. Doğum gerçekleşir ve bir kız çocuğu olur. Kızın adını Rabia koyarlar. Rabia büyüdükçe sesinin güzelliğini ailesi fark eder ve bu konuda eğitim alması için dedesi Hacı İlhami hafız olarak yetiştirmeye çalışır. Rabia'nın güzel sesi İstanbul'da hızlı duyulur. Birçok yerden çağrılıp Kur'an okutulur. Onun sesini duyan birçok insan onu dinlemek için cami ve çağrılan yerlere dolarlar. Rabia'nın ünü, Zaptiye Nazırı Selim Paşa'nın eşi Sabiha Hanım tarafından da duyulur. Sabiha Hanım Rabia'yı dinlemek için, Kur'an okuması için konağa çağırır.

        Selim paşa ve eşi Sabiha Hanım, Rabia'nın sesine hayran kalırlar. Bu yüzden de eğitimini konaktan alması için teklifte bulunurlar. Rabia'nın dedesi Hacı İlhami ucunda para olduğunu bildiğinden hemen teklifi kabul eder. Rabia gündüz Selim Paşa'nın konağına giderek Vehbi Dede'den musiki ve Peregrini'den de batı müzikleri hakkında ders alır. Akşam ise Selim Paşa'nın adamlarının gözetimi ile evine gönderilir.

        Rabia, ders sonrası evine döndüğü bir akşam babası Tevfik'in ışıklarının açık olduğunu görür. Sonraki gün hemen yanına gider ve kendini tanıtır. Bu durum babasını çok mutlu eder ve beraber vakit geçirmeye başlanmasına neden olur. Tabi buda derslerini aksatmasına neden olur ve bu fark edilir. Bundan dolayı hemen konağa gider ve Selim Paşa, Rabia'nın kiminle yaşamak istiyor ise onunla yaşama hakkının olduğunu söyler ve seçimi ona bırakır. Rabia'da annesi ve dedesi yerine babasını seçer. Babasının daha eğlenceli ve daha iyi olduğunu düşünür. Tabi bu durum dedesi için hiç iyi olmaz. Çünkü parayı kazandıran kişinin gitmesi onu etkileyecektir. Tevfik bu konuda da dedeyi rahatlatır ve bütün kazancı ona vereceğini söyler. Bu teklif Dede Hacı İlhami'yi etkiler ve hemen kabul eder. Fakat bu durum annesi Emine'yi mutlu etmez aksine kızına karşı öfke ve nefret ile dolar. Sürekli onun arkasından beddua etmesine neden olur.

        Aradan zaman geçer ve Emine kötü olmaya başlar. Bu durumdan Tevfik'e mahalleli haber eder. Emine'nin durumunun iyi olmadığını ve kötü olduğunu söylerler. Bu durumda anne ve kızın küs kalmasının iyi olmadığını ve barışmaları gerektiğini söylerler. Bu duruma üzülen Tevfik kabul eder ve kızı Rabia'yı ikna edip annesine gönderir. İsteksiz olsa da kabul etmek zorunda kalan Rabia, annesinin evine gider. Annesi Rabia'yı düşündüğü  gibi karşılamaz. Aksine Rabia'yı evinden kovar. Bu ayrılıktan sonra bir daha Rabia annesini görmeye gitmez.

        Rabia ve babası Tevfik birlikte bakkalda çalışırlar. Rabia'nın bakkalda durduğu bir gün Bilal adında biri gelir. Rabia ile tanışmak istese de istediği olmaz. Zamanla araları iyi olur. Fakat Bilal'in ilerde kendini yüksek yerlerde görme hırsı Rabia'yı soğutur. Rabia Bilal ile görüşmek istemez. Bu durumda Bilal onu kıskandırmak adına Selim Paşa'nın kızı Mihri ile evlenmek istediğini söyler. Fakat Rabia bundan da etkilenmez.

        Aradan geçen zamanda Rabia'nın annesi Emine daha kötü olur ve ölür. Tevfik, bakkal dışında mahalle kahvesinde Karagöz oynatır. Yanında başka işler ile de uğraşır. Selim Paşa'nın anlaşmadığı oğlu Hilmi, Jön Türklerin bir üyesidir. Müslümanların girmediği Fransız Postanesinden gelen gizli evrakları gizli bir şekilde ona ulaştıran Tevfik'tir. Sultan II. Abdülhamit, Selim Paşa'yı oğlu Hilmi ve çevresini araştırma görevi verir. Araştırma sonucunda Hilmi'nin hiçbir olaya katılmadığı bilgisi alır. Ancak Tevfik postaneden çıktığı bir gün çıkışta yakalanır ve gözaltına alınır. Zindana atılan Tevfik işkenceye maruz kalır. Fakat gördüğü işkencelere rağmen Hilmi'nin adını vermez. Selim Paşa Tevfik'i Şam'a sürer. Sonra da oğlunu da Şam'a tayin gönderir.

        Babası sürgün edilen Rabia tek başına kalır. Bu süre zarfında yanından ayrılmayan kişi babasının arkadaşı, Cüce Rakım olur. Babasının sürgüne gitmesine sebep olan Selim Paşa yüzünden bir daha o konağa gitmez. Sadece orada çalışan arkadaşı Kanarya'yı çok özler. Daha sonra onun evlenip konaktan ayrıldığı haberini alır. Ramazan ayında Kur'an sohbetlerine devam eder Rabia. Daha sonra büyük bir yalıdan mevlide çağrılır. Yalıya giren Rabia kadın kalabalığını görünce çok şaşırır. Güzel sesi ile Kur'an okur ve herkesi kendine hayran bırakır. Bitirdikten sonra arkadaşı Kanarya'yı görür ve iki eski dost hasret giderirler.

        Rabia'nın hocalarından olan Peregrini annesinin vefatı üzerine ülkesine dönmek zorunda kalır. İstanbul'a döndükten sonra Vehbi Dede ile konuşur ve Rabia'ya olan aşkını itiraf eder. Rabia'nın olgun karakteri ve güzelliğinden çok etkilenmiştir. Rabia'ya duyduğu sevgi sayesinde Müslümanlığa karşı da sıcak bakmaya başlar. Rabia'da Peregrini'ye karşı bir şeyler hissettiğini bilir. Fakat onun Müslüman olmaması ona engel olur. Daha sonra Vehbi Dede aracılığıyla birbirleri ile konuşup anlaşırlar. Peregrini, İslamiyet'i kabul ederek Müslüman olur ve adını Osman olarak değiştirip Rabia ile evlenir.

        Osman ve Rabia'nın mutluluğu çok sürmez. Aralarındaki kültürel farklılıklar büyük engel teşkil etmeye başlar. Ama sevgilerinin büyüklüğü sayesinde bunu da atlatırlar. Daha sonra Rabia'nın ölen dedesinin evine geçerler. Bu arada Rabia hamiledir ve riskli bir hamilelik süreci başlar. Rabia'yı kaybetmek istemeyen Peregrini bebeğin alınmasını istese de Rabia bunu kabul etmez ve doğum yapmak ister. Onun için doktor ayarlanır ve ameliyat ile çocuk doğumu gerçekleşir ve bir erkek çocukları olur. Rabia'da doğumdan sağ çıkar ve herhangi bir sorun yaşanmaz.

        Oğlunu Şam'a tayin gönderen Selim Paşa pişman olmuştur ve bu yüzden görevinden istifa eder. 1908 yılında ilan edilen Meşrutiyet ile her şey değişir. Sürgün edilen herkes geri döner. Dönenler arasında Tevfik'te vardır. Vapurdan indiği esnada omuzlara alınan Tevfik şaşkına uğrar. Tüm mahalleli onu görmeye gelmiştir. Vatan haini olarak gönderilen insanlar şimdi kahraman olarak karşılanıyor. Sonra yanına yaklaşan kişiler ile birlikte bebeği fark eder. Vehbi Dede ve Osman'dan güzel haberi alır ve dede olduğunu öğrenir. Bu sayede çok mutlu olur.

        Kitap böylelikle son buluyor. Oldukça farklı ve döneminin güzel bir şekilde anlatan bir kitap. Rabia ve Osman aşkı da bir başka güzel anlatılmış. Osman'ın aşkından etkilenmemek elde değil sanırım. Oldukça beğenmiştim. Okumanızı öneririm. İyi okumalar dilerim. 😊💜🌸

        Kitaptan birkaç alıntı

        Hepimiz geçici birer gölgelerden başka bir şey değiliz.

        Hayal de insan gibi diyar diyar gezer.

        - Dinin, dinim. İstediğin yerde, istediğin gibi yaşamaya razıyım. Beni kabul eder misin? - Evet.

       Fikir gidince insan da kâğıt gibi cansız, manasız oluyor.

        Ayrılmak biraz ölmektir çok doğru.

        Gönül senden kimlere etsem şikâyet.

        Kızın gönlü olursa oğlana ne mutlu.

        Öğrenme merakı her bilginin anahtarı.

        Her esen rüzgârda dönen fırıldak! Bir gün insana en yakın bir dert ortağı, ertesi gün bir yabancı...

        Sevmek demek, sevdiği için ceza görmeyi göze almak demektir.

        Sevmek hiç bir zaman günah değildir.

Yorumlar

  1. şahane bir roman analizi
    tebrikler
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. İyi okumalar dilerim. Sevgiyle kalın. 🧡🌹

      Sil
  2. Cerita yang bagus...saya belajar memahaminya perlahan "menarik

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Terima kasih. Saya berharap Anda membaca dengan baik. Saya juga mencoba menguraikan bahasa Anda sedikit.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevgililer Günü

Kadıköy Boğa Heykeli

Buz Prenses - Camilla Läckberg (Kitap)

Ağaç Ev Sohbetleri 223

Ömür Dediğimiz Nedir?

Yazı Yazmak!

Ağaç Ev Sohbetleri 221