Bahçemde Yeşeren Umutlar - Debbie Macomber (Kitap)

 Blossom Street Serisi 3

        Kitabın kahramanı Suzannah Nelson, 50 yaşlarda, evli ve iki çocuk sahibi bir kadındır. 6 ay öncesine kadar babasını kaybetmiştir. Buna pek üzüldüğü söylenemez. Çünkü babası ile gerçek anlamda baba kız olamamışlardır. Babası yaşadığı zamanlarda her zaman sert bir adam olmuştur. Mesleği hâkim olduğundan dolayı da daha mesafeli ve katı olmuştur. Birde baba tarafından sevilmediği duygusu baskındır. Bundan dolayı babasının kaybı onu üzmekten çok kızdırır. Babası erkek kardeşini daha çok severmiş. O öldükten sonra sevgisi de onunla gitmiş gibidir.  

        Suzannah son zamanlarda canı fazla sıkılır ve olmadık rüyalar görür. Eşini çok sever fakat nedense rüyasına eski erkek arkadaşı gelir. Onu en son gördüğü zaman o kadar eskidir ki, hatırlamakta zorlanır. Eşinden önce beraber olduğu adamı neden rüyasında gördüğünü bir türlü anlayamaz ve bunu eşine de söyleyemez. Aynı zamanda aklına tuhaf düşünceler gelir. Eşi değilde onunla olsa idi nasıl olurdu diye. 

        Eski sevgilisi Jake'nin rüyasına girmesi ile sıkıntısı artar. Babası tarafından onaylanmadığı için Jake ile ilişkileri uzun sürmemiş ve onu okul için yurt dışına göndermiştir. Bu da Jake ile olan ilişkisini bitirmiştir. En son mektubundan sonra bir daha ondan haber alamamıştır. Bir bakıma bunları hatırlaması ve onun ne durumda olduğunu bilme isteği artmaya başlar. 

        Suzannah bu düşüncelerde iken babasının vefatından sonra yalnız kalan annesinin durumu kötü olmaya başlar. Vivian kocası George'yi kaybettikten sonra hayatına devam etmesi biraz zor olur. Kocasını özlemektedir. Yalnız kaldığı içinde hayatına devam etmek zorundadır. Fakat yaşadığı bu kayıp hafızasına etki eder ve bazı şeyleri unutmaya başlıyor. Evinin yolunu karıştırdığı bir gün kocasının hayalini görür ve ona evinin yolunu gösterdiğini sanır. Bu hayalden sonra onunla konuşmaya ve gelmesi için  dua etmeye başlar. Fakat arada gelen hayal onunla hiç konuşmamaktadır. 

        Annesinin bu durumu hakkında komşusu kızını arayıp haber verir. Suzannah annesinin durumundan endişe ettiğinden yayına gitmeye karar verir. Bu sayede hem annesi için bir çözüm yolu bulmaya hem de eski erkek arkadaşı hakkında bilgi bulmak için annesinin yanına gider. Eski arkadaşları ile görüşür ve bu durumdan memnun kalır. Eskiye dair konuşmalar başlar ve eski erkek arkadaşını daha çok merak eder. Tabi umduğu gibi onun hakkında bir bilgi bulamaz. Bu sefer bunun için bir dedektif tutmayı düşünür. Fakat bu da pek sonuç vermez. 

        Araştırmanın yanında annesini sonunda ikna edip bir bakımevine yerleştirir. Bu sayede evin eşyalarını toparlamaya başlar. Bu süreçte kızı onun yanına gelmek ister ve bir anda sürpriz yapıp yanına gider. Kızı ile pek anlaştığı söylenemez. Anne kız olmak için ne kadar çabalasa da kızı biraz asidir. Hatta fazla ergen tavırlar sergiliyor. Bu noktalarda kitap biraz yordu desem yalan olmaz. Belki normal şeyler ama bir yerden sonra insan bu kadar olmaz diyor. Ergen tavırları fazla geldi bana. Sonradan bunun da orta yolunu buluyorlar. 

        Suzannah eşyaları toparlarken babasının notları arasında harcamalarını görür ve oldukça yüklü olan bu harcamalar dikkatini çeker. İlk aklına başka kadın olma ihtimali gelse de olay çok farklıdır. Bunu zaman içerisinde sona doğru anlar. Bu kısımları yazmıyorum ki heyecanı kalsın. Eski sevgili yerine çok farklı gerçekler ile karşılaşır. Bu onu hem mutlu eder hem de üzer. Sonu biraz tahmin ettiğim gibi oldu ama güzel bir bağlantı oldu. 

        Kitabın sonunda Suzannah eşinden sakladığı rüyalarını paylaşır ve mutlu olurlar. Eşini ne kadar çok sevdiğini bir kez daha fark eder. Bu sayede araları da daha iyi olur ve içindeki sıkıntı sonunda son bulur. Genel olarak güzel bir kitap. Arada çerez niyetine okunacak türden kitaplar arasında. Arada kafa dağıtmak niyetine bu tarz kitapları tavsiye ederim. Sürekli okumak pek sağlıklı gelmiyor. Böyle arada olunca iyi gidiyor. İyi okumalar dilerim. Sevgiyle kalın. 😊💜🌼

        Kitaptan birkaç alıntı 

       Hiçbir anne evladını toprağa vermek zorunda kalmamalı.

       Ailemin yanından ayrılmayı, onların buyruğundan çıkmayı istiyordum. Şimdi geçmişe bakıyorum da, elde ettiklerimin vazgeçtiklerime değmediğini anlıyorum.

        İşe erken başlamak ortaya güzel sonuçlar çıkacağı anlamına gelmiyordu.

        Her şey hayatta kalmakla ilgiliydi ve hayatta kalmak, hiçbir şeyi çok fazla ciddiye almamak, çok da derine inmemek demekti.

        Bu tür duygulara kapılmayacak kadar yaşlıyım. Nefes aldığın sürece hiçbir şeyi yaşamayacak kadar yaşlı değilsindir. Sen mutluluğu hak ediyorsun. Önüne engeller koyarak ona ulaşamazsın.

        Nefes aldığımız sürece hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız.

        Ah şu, gidilmemiş yollar...