Aldatmak!

İlkbahar, bahar veya ilkyaz, doğa döngüsünde kış ile yaz arasındaki mevsim. Kuzey yarım kürede 21 Mart ve 21 Haziran arasıdır. İlkyaz, kış'tan sonra ve yaz'dan önceki dört ılıman mevsimden biridir.
 
        ''Fakat kök çürümüşse yaprağı budamak neye yarardı ki?''

        Çok hoşuma giden bir cümledir bu. Gerçekten kök çürük olduktan sonra yaprağı budamanın pek bir anlamı olmuyor. Bir kitabı okuduğumda karşıma çıktı. Tabi bu cümleye nasıl gelindiğine gelelim önce. Kitapta evli bir kadın var. Eşi ile birlikte bir davete giderler ve davette iken eşi bir başka kadın ile ilgilenir. Hatta o yetmez peşi sıra onunla bir yerlere kaybolur. Bunu gören kadın ilk önce kadına saldırmayı ve onu rezil etmeyi düşünür. Sonra bir an durur ve şöyle düşünür: ''Fakat kök çürümüşse yaprağı budamak neye yarardı ki?'' diye. Ki çok haklı onu budasa bile bir başka yaprağı veya yaprakları budaması gerekir. 
        Benzetmenin güzelliğine bakar mısınız? Oldukça zekice ve anlamlı bir cümle. Tabi bunu anlayacak olmakta önemlidir. Sonuçta kadının yaşadığı şey çok zor ve çaresinin olmadığını bilip vazgeçmesi de çaresizliğini gösteriyor. 
        Peki, bir insan neden aldatır? Aldatmak için haklı bir sebep var mıdır? Bana kalırsa yoktur. Sonuçta aldatmayan ve sadık birçok insan var. Bunun ne kadar önemli olduğunun bilincinde olan insanda var. Olmayan için yorum bulamıyorum. Sözdeki gibi aslında çürük olan kendileri ve daha çok bozulmaya başlıyorlar demektir. Bir gün yok olana kadar. O gün ne zaman olur bilinmez. Zaman ile görülür. Fakat ne olursa olsun hiç kimse aldatılmayı hak etmiyor bana göre. 
        İşin kötü yanı aldatandan ziyade aldatılan daha çok acı çeker. Hatta bu onda bir travmaya bile sebep olur. Tekrar aldatılma ve güven sorunu ile baş başa kalır. Aslında bakınca ne büyük sorunlara neden olunuyor değil mi? Sadece aldatılmak deyip geçmemek gerekir. Kişi aldatıldıktan sonra o ilişkiyi bitirmesi ile her şey bitmiş olmuyor. Onun devamında bir sürü şey olur. Hatta onun düştüğü bu duruma acaba kendisi mi sebep oldu diye sorgulamalar da başlar. Tabi buna genelde aldatan kişi neden olur. Malum suçlu olmaz kimse ama suçlama konusunda herkes çok daha iyidir. 
        Aldatan bir insan kendisini savunurken genel olarak suçu karşısındaki kişiye atmakta bulur. Güya yalnız kalmış ya da buna benzer bir sürü bahane sıralar. Hani ona kalsa yaptığı şeyi doğru bulup hak vermen gerekir. O kadar ileri giden de vardır. Bu tür insanların az olmasını ve neslisin tükenmesi gerektiğini düşünmüyor değilim. Yani hem suçlu olup hem de suçu başkasına atma cesaretine bir şey bulamıyorum. 
        Aldatmanın hiç bir türlüsü doğru değildir. Hiç kimse de bunu yaşamak istemez. Haklı olarak istemez insan. Sonuçta kandırılmış hissi doğuyor ve insan bu duruma üzülüp kırılabiliyor. Bunu aşması da biraz zaman alıyor. Tabi bu durum insandan insana değişim gösterir. Bu konuda toparlanmayan çok insan da var. Hatta kendisini suçlu hisseden. Hatta bazen de haklı görüp affeden bile oluyor. Affetmek gerçekçi olur mu bilmiyorum. Belki de şartlardan dolayıdır. Buna da bir yorum yapamıyorum. Evli olan insanlar özellikle bu konuda zorlanır. Bağlı oldukları bir evlilikleri ve arada kalan çocukları olabilir. Bu yüzden bazen fedakârlık yapmak zorunda kalabilirler. Tabi bu içindeki kuşkuyu siler mi bilemiyorum. Kuşku kötü bir durum. 
        Ne olursa olsun kimsenin bunu bir başkasına yapma hakkı yoktur. Yapması için haklı bir sebepte görmüyorum. Yanlış yanlıştır. Herkes içinde geçerlidir. Yapmak istiyorsa da hayatında biri olmadan bunu yapacak. Çünkü bunu ona yapmaya hakkı yoktur. Onu üzmeye ve kırmaya da hakkı olmadığı gibi. Bunun olumlu hiç bir etkisi yoktur. 
        Bunları yazarken aklıma başka bir şey geldi. Hani kurtulmak adına bu tercihi yapanlar. O zaman da bunu kendine yaptıran insanı anlamıyorum. Yani ayrılmak isteyen birini zorla tutamazsın ve bunun için her şeyi göze alacağını bilmeniz gerekiyor. Ayrılmaz isen aldatırım diyen çok insanda oluyor. Hatta işin komiği bunu bile bile kabul eden insan da oluyor. İşte bu beni daha çok şaşırtıyor. Her şeye rağmen kabullenmek doğru değildir. Bir insan bu kadar da vazgeçilmez değildir. Belki çok zordur kabul ediyorum ama zarar ona değil de kendisinedir. Bunu fark etmesi biraz zaman alacağa benziyor. Bunu kimse kendisine yapmasın. Emin olun siz herkesten daha değerlisiniz ve daha iyisini hak ediyorsunuz. Zorla sevdirmenin daha doğrusu zorla hayatında tutmanın bir anlamı yoktur. Bu sadece çaresiz kalan ve başka bir seçeneği olmayan bir insanın yapacağı bir şeydir. O kadar da çaresiz kalmamalı bir insan. 
        Sonuç olarak aldatmak kötü bir şeydir. Sözde dediği gibi yaprağı budamak bir işe yaramaz. Bunun kök ile alakalı olduğunu unutmamalı ve kökten vazgeçmek gerektiği anlamına geliyor. Umarım hayatımızda bizi aldatmayan ve seven insanlar ile oluruz. Her insanın sevilmeye ve değer görülmeye ihtiyacı vardır. Daha çok sevilmeye diyorum. Sevgiyle kalın. 😊💚🍁 

Yorumlar

  1. Profunda reflexión. Te mando un beso.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Exactamente. Yo también te envié un beso. 😊

      Sil
  2. Merhaba, kitaptaki bu söz ve verilen örnek hoşuma gitti. Nokta atışı bir benzetme olmuş. Ve katılıyorum, aldatma eyleminin altında ve sonrasında çok sorun yatıyor. Özellikle aldatılanın baş etmesi zor bir durum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle. Teşekkür ederim beğendiğiniz için. Kolay bir durum olmadığı kesin bir gerçek ve umarım bunu kimse yaşamak zorunda kalmaz. 😊

      Sil
  3. Aldatan insan kendini aldatır. Bir seyler yolunda gitmiyorsa ayrılmak en doğrusu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle de bunun farkına varan var mıdır? Orada şüpheliyim. Doğru dediğiniz olmuyor ise ayrılmak en doğru karar olabilir. 😊

      Sil
  4. çok kötü tabisi dee aldatan da aldatılan da aldatıldığı halde bişey yapmayan da çok yaniii ülkemizde hayat şartlarından dolayı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru dediğin her zaman bir yolu olmayıp gidemeyen çok var ülkemizde. Maalesef ona yorum yok. 😊

      Sil
  5. ...I looks like spring is in the air, enjoy it.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yes, spring has come and flowers have started to bloom. 😊

      Sil
  6. Çok zor bir durum aldatılmak. Sanırım bunu ancak yaşayan bilir. Aldatılanın yaşadığı buhranın, ruhunun derinliklerindeki çatışmanın haddi hesabı yoktur.
    Kitaptan aldığınız cümleyi sevdim. Sizin bu cümleden yola çıkarak yorumladığınız yazı için tebrik ediyorum.
    Emeğinize sağlık olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle. Çok zor durum ve atlatılması da kolay değildir. Teşekkür ederim beğenmenize sevindim. Güzel yorumunuz beni mutlu etti. Sevgiyle kalın. 😊

      Sil
  7. Aldatmak kişinin kendi fıtratıyla ilgili yani dediğiniz gibi köküyle. Yaşayan biri olarak kimsenin başına gelmesini istemem. Çünkü ne güven kalıyor ne de karşı tarafın söylediklerine inancınız. Affetseniz bile sürekli bir şüpheyle yaklaşıyorsunuz. Hiçbir şey eskisi gibi olmuyor ve en sonunda bitirmek zorunda kalıyorsunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle kendisi ile alakalı bir durumdur. Sizin bunu yaşamış olmanıza çok üzüldüm. Tahmin edebiliyorum. İstesenizde tam anlamıyla güvenin olması mümkün değil sanırım. Bitirmek en sağlıklı karar. Umarım bir daha bunu yaşamaz ve güzel bir insan ile güven dolu yaşarsınız. 😊

      Sil
  8. Bu da maymun iştahlılığın bir sonucu olsa gerek. İnsanlar bir çok konuda ifrata kaçabiliyor. Fazla yemek, uyumak gibi bir şey bu da. Ellerindekinin kıymetini bilmiyorlar. Dışarıdakine gösterdiğin ilgiyi evdekine de göstersen onunla da mutlu olabilirdin zaten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bakış açınıza da katılıyorum. İnsanların artık daha fazlasını ve doyumsuzluğunun bir sınırı olmalıdır. Her konuda her şeye sahip olmak mümkün değildir. Ki ellerindeki şansın kıymetini bilselerdi zaten bu hatayı yapmazlardı. Öyle ınsanlardan uzak olmayı diliyorum. 😊

      Sil
  9. Un articolo intenso, e significativo, su cui porre molte riflessioni. Un saluto

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lo è sicuramente. Purtroppo questa è una situazione delicata e triste. 😊

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevgililer Günü

Kadıköy Boğa Heykeli

Buz Prenses - Camilla Läckberg (Kitap)

Ağaç Ev Sohbetleri 223

Ömür Dediğimiz Nedir?

Yazı Yazmak!

Ağaç Ev Sohbetleri 221