Uyanış - Scott Sigler (Kitap)

The Generations Trilogy 1 

Genç bir kız kapağı kapalı bir tabutun içinde uyanır. Kim olduğu, nerede olduğu, oraya nasıl girdiği hakkında hiçbir fikri yoktur. Kendi çabalarıyla dışarı çıkmayı başardığında tabutlarla dolu bir odada olduğunu görür. Tabutların içinde onun gibi başka gençler de vardır. Kendisi hakkında bildiği tek şey tabutuna kazınmış ismidir: M. Savage. Bir de o gün doğum günü olduğu. Bulundukları oda kemiklerle ve tozlarla kaplı bir koridora açılır. Ama görünürde kimsecikler yoktur. M. diğerlerinden daha büyük ya da daha cesur olmasa da birden kendini onlara liderlik ederken bulur. Ama insan kemikleriyle ve tabutlarla çevrili bir halde, nerede olduklarını bile bilmezken liderlik etmek hiç de kolay olmayacak ve çok geçmeden ilk kan dökülecektir.

        Kitap The Generations Trilogy (Nesiller Üçlemesi) ilk kitabıdır. Seri toplamda üç kitaptan oluşuyor. İlki Uyanış, ikincisi Kaçış ve üçüncüsü de Kurtuluş'tur. Diğerlerini daha okumadım. İlk kitabı okuyup daha sonra onları okumayı düşünüyorum. Ben genelde serileri hemen okumayı seçmem. Çünkü sürekli aynı tarz ve kişileri okuyunca bir yerden sonra kitaptan istediğin hazzı alamıyorsun. En azından bana göre harmanlamak daha güzel oluyor. O zaman çeşitlilik artıyor. Tavsiye edeceğim bir uygulamadır.
        Kitabımıza dönersek, başlangıçta genç bir kız tabut görünümlü bir yerde yatmaktadır. Daha sonra bir şey ona acı verir ve uyandırır. Üstü kapalı olan bu tabuta nasıl girdiği veya neden orada olduğu hakkında hiç bir fikri yoktur. Hem elleri hem de ayaklarından bağlıdır. Bunlardan kurtulması gerekiyor. Bu ikisini zorla da olsa açıp kentini kurtarır. Daha sonra tabutun üst kapağını da kırıp kurtulur. 
        Üstünde kısa kırmızı bir etek, beyaz bir gömlek ve kravat vardır. Bunu neden giydiğini anımsamaz. Tek bildiği bugün onun doğum günü olduğudur. 12. yaş günü olduğunu bilir. Adını dahi hatırlamaz ve neden burada olduğuna anlam veremez. Daha sonra tabutta M. Savage kazılı ismini görür. İsminin o olduğunu düşünür. 
        Tabuttan çıktıktan sonra odayı gezmeye başlar. Bulunduğu odada kendisinin bulunduğu başka tabutların olduğunu da görür. İçlerine baktığında onun gibi başka gençleri de görür. Birilerini çıkarmak için yardım etmeye çalışır ve bir kızı daha çıkarır. Kızın üstünde de aynı giysilerden vardır. Hatta kıyafeti ona olmuyor da küçük gelmiş gibi bir görüntüsü vardır. Sonra onunla konuştuğunda kızın da 12 yaşında olduğunu ve bugün onun da doğum günü olduğunu öğrenir. Fakat kızın görüntüsü hiçte 12 yaş grubu gibi değildir. Aksine daha büyük gösterir. Sonradan kendisinin de onun gibi görünüp görünmediğini düşünür. Fakat bunu anlaması mümkün değildir.    
        Daha sonra ikisi odada kalan diğer tabutlardan gençleri çıkarmaya başlarlar. Yaşayanların olduğu gibi yaşamayan ve ölen insanlar da vardır. Bunu gördüğünde çok üzülür. Kimin bunu neden yaptığını çok merak etse de bulamaz. Daha sonra odadan çıkmanın yolunu bulurlar ve odanın dışında tozlar mevcuttur. O kadar fazla toz vardır ki başta bunun ne olduğunu anlamazlar. Daha sonra bunların insan etinden kalan tozlar olduğu anlaşılır. Yani orada birçok insan ölmüş veya öldürülmüştür. Başka odalara girdiklerinde benzer şekilde insanların olduğunu görürler. Fakat hepsi ölmüş durumdadırlar. Çıkış yolu bulmak için birinin önderlik yapması gerekir ve o kişi M. olur. Neden o olduğunu zamanla anlıyor insan. Daha sonra bir arkadaşı bunu kabullenmek istemeyip kendisi önder olmak isterken yanlışlıkla ölür. 
        Sürekli sabit bir şekilde düz yoldan ilerleyip çıkışa geleceklerini düşünürler. Fakat bu çıkış bir tülü görünmez. Yola ilerlerken onlardan daha kalabalık bir gruba denk gelirler. Onlarda çıkış için bir yol aramaktadırlar. Fakat herhangi bir şey bulmadıklarını söylerler. Aynı zamanda geçen zaman ile birlikte herkes acıkmaya başlar. Yiyecek bir şey bulmaları gerekmektedir. Birlikte hareket etmeye karar verirler. Fakat tek sorun vardır liderin kim olacağıdır. Diğer grubun lideri bir erkektir. Başta kabul etmese de sonra oda liderin M. olmasını kabul eder. 
        Beraber hareket edip yiyecek bir şeyler bulmaya çalışırlar. Bu arada işin tuhaf yanı kimse ne olduğunu bilmiyor ve hepsi doğum günü olduğunu ve 12 yaşında olduğunu söyler. Tabi görüntüler çok daha büyük olduklarını gösterir. Birde hepsinin hafıza ile ilgili sorunları vardır. Kim olduklarını tam bilmedikleri gibi bazı şeylerin anlamlarını da yeni yeni anımsıyor gibiler. Her birinin de kendince bir yeteneği vardır. Hatta her birinin alnında farklı veya benzer işaretler vardır. Bunun anlamını kitabı okudukça ya da diğer seri kitapları ile anlaşılır sanırım. 
        Yiyecek arayışları sonunda bir çözüme kavuşur ve bir bahçe görürler. Burada çeşit çeşit meyve ve sebzeler vardır. Diledikleri kadar yerler. Mutlu olurlar. Tabi bu mutlulukta uzun sürmez. Çünkü oradan gitmeleri gerekmektedir. Hayatlarının sonuna kadar orada kalmaları doğru değildir. Buraya kim onları hapsetti ise çıkıp hesaplaşmaları gerekiyor. Daha sonra gerçekler ile yüz yüze gelirler. Aslında onlar birer deneymiş. Bunu bilmek biraz zor olur onlar için ve kabul etmeyip savaşmak isterler. Ya onlar ölecek ya da onların bedenlerini isteyen canavarlar. Bir şekilde bunu başarırlar. Sonra kendilerinin farklı bir gezegende olduklarını öğrenirler. Tek çıkış yolları vardır bu gezegenden gitmek. Tabi giderlerse bir daha geri dönemezler. Bunun için bir uzay aracı vardır ve bu yolla canavarlardan da kaçacaklarını düşünürler. Fakat aracı nasıl kullanacaklarını bilmezler. Sadece iki kişi bu konuda bilgi sahibidir ve onların el izi ile hareketlenmeye başlar. Kitap böylelikle son bulur.
        Kitap fantastik tarzda ve oldukça farklı bir kurgusu var. Olaylar birbiri ile bağlantılıdır. Çok detaya inmedim ki siz okuyup kendiniz o olayları yorumlayın diye. Farklı bir kurgusu olduğu için dikkatimi çekti. Okunabilir. Hem yazarın bu düşünce yeteneği güzel. Gayet başarılı buldum o noktada. Akıcı bir dili var. Zaten 12 yaşında bir çocuk anlatıyor gibi okuyorsunuz kitabı. Farklı bir deneyim oldu benim içinde. Sizin de ilginizi çekti ise muhakkak okuyun. İyi okumalar dilerim sevgiyle kalın. 😊💜🌷  

        Kitaptan birkaç alıntı 

       Yokuş aşağı inmenin sınırı yoktur, indikçe daha derinlere inilebilir ama yokuş yukarı sonsuza kadar sürmez.

        Başladığımız yere geri dönmüştük.

        Eğer bizi kimse kurtaramayacaksa, o halde biz de... Kaçacağız.

        Bin yıllık yalanlar tek bir doğru ediyor: Gelecek gençlere aittir, yeter ki yaşlılar ölüp yoldan çekilme nezaketini göstersin

        Kaçarsan düşmanını seni avlar. Düşmanını öldürürsen sonsuza dek kurtulursun.

        Bir daha hiç duymayacağımı sandığım bir ses duydum: gülüşen insanlar. Artık yiyeceğimiz, suyumuz vardı. Güvendeydik. Kahkahalar. Kulağa güzel geliyordu. Gözlerim kapandı.

        Kim olmak istersek o olabilirdik. Artık yeni bir gelecek kurabilirdik.

        Ölüler senin söylediklerinle ilgilenmez.

        Bizim de yapacak seçimlerimiz, yaşanacak hayatlarımız vardı; eğer buradan kurtulabilirsek.

        Kendime itiraf etmeliydim ki lider olmak istiyordum.

Yorumlar

  1. Uyanış
    Scott Sigler
    Uyanış bir distopik bilimkurgu romanı. Heyecanlı, sürükleyici, meraklı, şaşırtıcı, sürprizli.
    Uyumsuz ve Labirent filmlerini anımsatıyor. Son yıllarda distopik romanlar çok popüler. Belki de bizleri geleceğe hazırlıyorlar. Gerilim bilimkurgu romanlarında okuduklarımız bir süre sonra dünyada gerçekleşiyor. Dünyanın geleceği distopik demek ki.
    Romanda, Em adlı oniki yaşında bir kız ve başka birçok çocuk bir odada tabutlarda uyanıyorlar. Geçmişi anımsamıyorlar. Tek bildikleri o gün hepsinin doğum günü olması. Bu çocuklar odadan çıkmak isterler ve Em de liderleri olur. Çıkınca başka çocuklar, kemikler, ölüler bulurlar. Ne olduğunu, kim olduklarını, nerede olduklarını, neden bu odada olduklarını bilmezler. Ardından da heyecan ve aksiyon başlar.
    Gerçekten de sırlar, ters köşeler, şaşırtmacalarla dolu bir macera. Aksiyonun yönünü tahmin etmek zor, sonu ise hiç beklenmedik. Çok da rahat okunan bir kitap, kitabın baskısı da çevirisi de iyi. Kitabın sonlarına doğru maceranın bitmeyeceği anlaşılıyor. Öğreniyoruz ki üç kitaplık bir serinin ilk kitabı bu.
    Türü sevenler için iyi kitap. Mutluluk veriyor okuması.
    Not:3/4

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen ondan diyor. Labirent filmini aratmadı desem doğrudur. Kitapta duvarlar arasında gidip geliyor insan. Gayet hoş etkisi vardı. 😊 Okunur.

      Sil
    2. bir iki sene önce okuyup blogda yazdığım yazı bu :)

      Sil
    3. Denk gelmedim, gelmiş olsa idim yine okumak isteyeceğim kitap olurdu kesin. 😊 Güzel bir inceleme olmuş. 😊

      Sil
  2. yeeey bunu okuyup çok sevdiydiim baaak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle rahat bir kitap arada bu tarzları da okumak gerekiyor. Birde kurgusu çok iyi. 😊

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevgililer Günü

Kadıköy Boğa Heykeli

Buz Prenses - Camilla Läckberg (Kitap)

Ağaç Ev Sohbetleri 223

Ömür Dediğimiz Nedir?

Yazı Yazmak!

Ağaç Ev Sohbetleri 221