Kelime Oyunu 120
Mert Maya’yı
görür görmez etkilenmişti ondan. Tabi başta bunu açıkça belli etmekte zorlandı.
Arkadaş olarak gittikleri ve ritüel haline gelen gezilerini kaybetmek
istemiyordu. Fakat daha sonra ona açılmayı ve tepkisini öğrenmeyi istedi.
Çıktıkları bir akşam yemeğinde ona karşı duygularını ve hislerini açtı. Maya
başta ne diyeceğini bilemedi. Şaşırmış görünüyordu. Bu şaşkınlık Mert’i
korkutmaya başladı. Sonra Maya konuşmaya ve aslında onunda aynı şeyi
hissettiğini ve kaybetmeye korktuğu için açılmaya cesaret edemediğini söyledi.
Tabi şuan oluşan bu durum ikisinin de hoşuna gitti. Birlikte olmaya ve daha
yakından tanımaya karar verdiler.
Beraber gezilere
devam ettiler. Yeni yerler görmeyi ve deneyimlemeyi sevdiler. Zaman ilerledikçe
birbirlerine karşı duyguları daha derinleşti ve daha da büyüdü. Tabi hala
sevgili olarak takıldıklarından birlikte yaşama durumları yoktu. Zaten Maya’da
evlilik olmadan birlikte yaşamak istemiyordu. Onun için birlikte yaşamak
evlenmek demek idi. Fakat bekledikçe Mert’ten herhangi bir adım gelmiyordu.
Mert ona evlilik teklifi etse Maya düşünmeden kabul ederdi.
Zaman geçiyor
ve hala bir şey olmuyordu. Maya’nın ailesi ve çevresi onu sıkıştırmaya başladı.
Artık bunun adını koyalım diye Maya’ya baskı yapıyorlardı. Maya’da bunu çok
istiyordu. Fakat Mert’ten bir evlik teklifi almadıkça bunun mümkün olmadığını
biliyordu. Aklından acaba ben mi etsem diye düşündü. Ama buna da emin olamadı.
Aklında birkaç şüphe vardı. Bunları çözmesi gerekiyordu. Bu yüzden direkt
sormak istedi başta. Sonuçta Mert’in ne istediğinin de önemi vardı. Akşam için
sinemaya oradan da yemek yemeye karar vermişlerdi. Bu yüzden yemekte konuşmanın
mantıklı olduğunu düşündü.
Yemekte iken
Maya Mert’e gelecek hakkında fikrin ne diye sordu. Mert pek bir planı
olmadığını ve kariyerini düşündüğünü söyledi. Maya bu sefer biz hakkında ne
düşünüyorsun diye sordu. Bu sefer Mert biraz durdu. Gözlerinde ne cevap versem
diye düşünceler geçtiği belli oluyordu. Bu konuda konuşmak istemediğini ve şuan
iyiyiz böyle diyerek geçiştirdi. Bu cevap Maya’yı derinden etkiledi. Demek Mert
onun gibi düşünmüyordu. Belki de onu sevmiyordu artık. Bu düşünceler içini
yemeye başladı ve ne diyeceğini bilemedi. Daha fazla oturamayacağını yoksa
ağlayacağını bildiğinden kalkmak için müsaade istedi. Mert ne kadar kalmasını
istese de Maya kalmak istemedi ve masadan kalkıp evine gitti.
Gece boyunca
ağlamaktan gözleri şişti ne yapacağını bilemedi. Ayrılmak istese çok seviyordu
Mert’i. İşin kötü yanı yarın onların yıl dönümüydü ve onu ayrılarak geçirmek
istemiyordu ama elinden de bir şey gelmiyordu. Bunu düşünmemek için kendine
zaman ayırmayı ve alışverişe çıkmayı düşündü. Kendine yeni birkaç kıyafet alınca
iyi hissedeceğini düşündü. Yakın arkadaşı ile çıkmaya karar verdi. Ama bu
alışveriş işi pekte istediği gibi olmadı. Kıyafetler arasından bakınırken beyaz
ve uzun bir elbiseyi çok beğendi. Bunu özel bir gün için alsam mı diye düşündü.
Sonra sanki ne özel günüm olacak diye vazgeçti. Ama arkadaşı onu zorladı ve
almasını istedi. Zorla bunu aldıktan sonra eve gitti. Dinlenip bir karar alması
gerektiğini biliyordu. Mert’i çok seviyordu. Ama böyle devam etmek istemiyordu.
O evlenmek ve çocuk sahibi olmak istiyordu. Daha doğrusu Mert ile hayatını
birleştirmek istiyordu. Bunu konuşmak için son kez yarın görüşmek için ona
mesaj atmayı düşündü. Tam telefonu eline aldı ki Mert’ten bir mesaj geldi.
Yarın görüşmek istediği yeri ve saati yazdı. Son kez görüşmek istediğini de
belirtmişti. Bu mesaj Maya’nın kalbini daha da derinden etkiledi. Son kez
yazmıştı. Demek istenmiyordu. O zaman üzülmenin bir faydası yoktu. Yarın
hazırlanıp gidecek ve gerekeni konuşacaktı. Aklından bunlar geçiyorken ne
yapacağını kendisi de bilmiyordu.
Sabah olup
hazırlanmaya başlayınca ne giysem diye düşündü. Sonra madem bu bir son olacak
bari özel bir kıyafet giymeliyim diye düşündü. Dün aldığı beyaz elbisesini
giydi. Bir güzel makyajını ve saçını yaptı. Aynaya yansıyan kendisine baktı.
Artık gitmek için hazırdı. Verilen adrese gittiğinde bir şok daha yaşadı. Bu
yer Mert ile tanıştıkları tapınak idi. Burada onunla neden görüşmek istediğini
anlamadı. İlk ve son böyle mi olacaktı diye düşündü. O daha bu düşünceler ile
iken kalabalık bir konvoy gördü. Bir an ne oluyor diye düşündü. Tapınağa
girerken iki sıra halinde insanlar vardı ve ortada kırmızı bir halı. Maya
gördüklerine bir anlam veremedi. Demek içerde farklı bir şey vardı. Tabi bu
onun dikkatini çekmiyor aksine zoruna gidiyordu. Böyle bir günde terk edilmek
zoruna gidiyordu. Kırmızı halıda ilerledikçe içeride özel bir alanın ayarlanıp
kutlama için bırakıldığını gördü. O anda yine üzüldü burası Mert ile
tanıştıkları yer idi. Fakat nedense sonradan neden böyle bir şeyin yapıldığını
anlamak istedi. Biraz daha ilerledi. Duvarın arkasından çıkan Mert’i görünce
nefesi kesildi. O kadar yakışıklı ve çekici görünüyordu ki tekrar âşık oldu
ona. Üzerine giydiği takım elbise ile de bir başka güzel olmuştu. Mert’te onu
gördüğünde gözlerinin kamaştığını fark etti. Maya’nın güzelliği karşısında
hareketsiz kaldı. Sonra bir an hareket etti ve birkaç adım atarak Maya’nın
yanına vardı.
Maya’nın
ellerini tutup o alana götürdü. Maya hala bir şeyin farkında değildi. Mert’in
elini tutması onu kendine getirdi. Neler olduğunu anlamaya çalıştı. Sonradan
Mert önünde diz çökünce anlamaya başladı durumu ve gözleri dolmaya başladı.
Mert Maya’nın gözlerinin içine bakıp ‘’Burada ilk seni gördüğümde bu kadın
benim eşim olmalı demiştim. Bunu ne kadar çok diledim bilemezsin. Sonunda bu
oldu ve benimle oldun. Şimdi de bir ömür benimle olmanı teklif ediyorum.
Benimle evlenir misin?’’ diye sordu. Maya şaşkın ve mutlu bir vaziyette yüksek
sesle ‘’Evet’’ dedi. Mert’in cebinden çıkardığı yüzüğü çıkarıp parmağına taktı.
Onu içten öptükten sonra da sarıp sarmaladı. Bu görüntü ile etraftan alkış
sesleri takip etti. Bu sayede iki tarafta mutlu sona geldi.
Daha sonra Maya
Mert’in amacı bu günü beklemek olduğunu ve özel olmasını istediği için
beklettiğini öğrendi. Tabi bunu yaparken ne kadar üzdüğünü ve aynı zamanda
üzüldüğünü de söyledi. Tabi sonuç tatlıya bağlandı ve birlikte nice güzel
yıllar geçirmek adına ilk adımı attılar. Gerisi kendiliğinden gelir.
Pasaba a desearte un buen fin de semana. Te mando un beso.
YanıtlaSilGracias y espero que tengas un buen fin de semana. Le lancé un beso. 😊
SilBir ara katılmıştım bu kelime oyununa. Tekrar katılmak isterim...
YanıtlaSilTekrar katılın derim. Eğlenceli oluyor. Bende yetiştikçe katılırım. 😊
Silçok tatlı çok romantik bir hikaye yaa çok sevdim çok da mutlu bitti :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Evet bir mutlu sonu hak ediyoruz dedim. Biraz mutlu olalım son ile bari. 😊
Sil