Ağaç Ev Sohbetleri 217

        Ağaç Ev Sohbetleri, her hafta bir sohbet konusu belirlenip o konu hakkında duygu ve düşüncelerinizi yazıyorsunuz. Sizde bir blog yazarı olarak bu etkinliğe katılmak isterseniz, haftalık konular hakkında yazarak veya haftalık bir konu belirleyerek dahil olmanız yeterlidir.

        Bu haftanın konusuna gelirsek;

        "Doğal tepkilerimiz - Savunma mekanizmaları.

        Savunma mekanizmaları bireyler için bir ihtiyaç mıdır? Yoksa daha gerçekçi çözümler bulunabilir mi? Siz de zaman zaman kullanıyor musunuz?"

      Günlük hayatta birçok insanın başvurduğu ve genel olarak ismini bilmedikleri şeydir savunma mekanizmaları. Savunma mekanizmalarına başvurmak bir ihtiyaç gibi görünse de kaçış yoludur. Başka çözümler muhakkak bulunabilir ama bunu uygulamak her zaman mümkün olmasa gerek. Aşırıya kaçılmadığı sürece bir sıkıntı olmaz. Fakat fazlası her şeyde olduğu gibi bunda da zarardır. 

        Peki, bu savunma mekanizmaları nelerdir? Bunları en çok kullanılanlar olarak sıralamak istiyorum. Bunlar;

• İnkâr: En yaygın olarak kullanılan bir savunma mekanizmasıdır. Bunu da genelde hayatta bizi zorlayan ve baş etmesi kolay olmayan durumlarda ortaya çıkar. İnkâr savunma mekanizmasını kullanan kişi, acı veren ve travma sebebi olan olayların duygusal etkilerinden kaçmak adına hiç bir şey olmamış gibi hayatlarına devam ederler. Buna örnek olarak çok sevdiği birinin ölüm haberini almış birinin, hiç bir şey olmamış gibi hayatına devam etmesi için söyleyebiliriz. Hatta ölüm haberi hakkında hiç konuşmaz aksine konuyu değiştirmeye çalışır. Bu oldukça sıkıntılı bir durum. Tabi zor durum da olduğu kesin.

• Bastırma: Bu savunma mekanizması ise, inkâr savunma mekanizmasının aksine olayın farkındadırlar. Fakat bu konuda konuşmayı veya olay ile yüzleşmeyi tercih etmezler. Olayları unutmak adına uyguladıkları yöntem konuşmamaktır. 

• Projeksiyon/Yansıtma: Bu savunma mekanizmasında ise kişi birinden hoşlanmadığı zaman ve ona dair duygular ile baş edemediğinde karşısındaki insanın ondan hoşlanmadığına kendisini inandırır. Sanki ondan hoşlanmayan kişi karşısındakidir gibi düşünür. Bu genelde kıskançlık veya suçluluk duygusu ile birlikte ortaya çıkar.

• Yer Değiştirme: Bu savuma mekanizmasında kişi, onu üzen birine tepki göstermek yerine bir başkasına tepki gösterir. Buna en güzel örnek iş hayatı diyorum. İş yerinde yaşanılan sıkıntıyı orada çözemeyen kişi bunu evine taşır ve ailesinden çıkarır. Bu da hiç iyi olmaz. Sanırım bu savunma mekanizması oldukça fazla kullanılıyor. 

• Regresyon/Gerileme: Bu savunma mekanizması ise kendisini üzücü ya da tehlikeli bir durumda hisseden kişi, olduklarından daha erken bir gelişim çağına kaçabilir. Bu daha çok çocuklarda gözlemlenen bir durumdur. Kardeşi olan bir çocuğun aniden bebek gibi davranması gibi. Sanırım buna da denk gelmişliğimiz oldukça fazladır. 

• Rasyonelleştirme/Mantığa büründürme: Bu savunma mekanizmasını kullanan kişi, yaptığı davranışın yanlış olduğunun bilincinde olmasına rağmen, bu davranışın kendince doğru olduğunu düşündüğü bir kaç şey ile açıklamaya ve ikna etmeye çalışmasıdır. Hırsızlık yapan birinin bunun yanlış olduğunu bilmesine rağmen kendince hak olduğu şeyleri sıralaması gibi. ''Gece geç saatlerde kalınır ise başına bir şey gelmesi normal.'' diyen insanlar gibi. Bu hiç bir şekilde mantıklı ve de doğru değildir. Böyle düşünen insanları anlamıyorum.  

• Yüceltme/Süblimasyon: Bu savunma mekanizması olumlu olarak kabul edilir. Kişi olumsuz bilinen duygularını, olumlu ve yararlı faaliyetlere çevirmesidir. Ki oldukça güzel bir savunma mekanizması olarak görülüyor. Arkadaşlarına veya iş yerindeki patronuna kızan birinin onlara tepki vermek yerine kendine bir aktivite bulup onunla stresini atması gibi. Oldukça güzel göründü bana. Tercih edilebilir. 

• Karşıt Tepki Kurma/Reaksiyon-Formasyon: Bu savunma mekanizmasında ise kişiler, nasıl hissettiklerin farkında olmalarına rağmen tam tersi tepki göstermeleridir. Buna çok seven sevgiliyi veya eşi örnek verebiliriz. Onlara kızgın olsalar bile kaybetme korkusundan bunu açıkça ifade etmezler. Tam tersi bir şey yokmuş gibi davranırlar. Mış gibi yapmak bana göre çok doğru olmasa gerek. Fakat yorumda yapamıyorum kişinin o an ne hissettiğini bilmiyoruz sonuçta. Belki seçeneksizlikten oluyor. Kim bilir...

• Bölme: Bu savunma mekanizmasında ise kişi, her şeyi ikiye böler. Yani onlara göre hayat siyah veya beyazdır. Gri yoktur onlar için. Onlar için insanlar ya iyidir ya da kötü. Aynı zamanda birini ya severler ya da sevmezler. Hatta işin ilginç yanı bu özelliğe sahip olan kişiler bu yönünü çok severler ve iyi bir özellik diye düşünürler. Bu her zaman iyi olmazsa gerek. 

•   Yapma Bozma: Bu savunma mekanizmasında ise kişi, yaptığı bir hatayı telafi etmek adına uyguladığı davranışlardır. Ailesini üzen birinin sırf onlar mutlu olsun diye ders çalışmaya başlamasını örnek verebiliriz. 

        Hayat, hayal edemediğimiz birçok risk ve zorlayıcı olaylar ile bizi bekliyor olabilir. Bunu tahmin etmemiz pek mümkün değildir. Bu olayların yıkıcı etkilerinden korunmak adına savunma mekanizmalarına farkında olmadan başvurma durumumuz olabilir. Bunları sürekli olarak hayatımızda uygulamadığımız zaman bir sorun teşkil etmezler. Fakat her an bunları uyguluyor isek sıkıntıya düşeriz. Bunun için daha dikkatli olmalı ve farklı çözümler peşine düşmeliyiz. Bazı gerçekler zor olsa da üstesinden gelmek her zaman mümkündür. Bunu unutmamalı ve kendimize dikkat etmeliyiz.

        Yukarda saydığım savunma mekanizmalarını uygulayan var mıdır aranızda? Yorumlarda bekliyorum. Sevgiyle kalın. 😊💚🍁