Küstüm Çiçeği ve Küsmek

         Küstüm çiçeği oldukça güzel ve dikkatimi çeken bir bitkidir. Hatta biraz da özel diyebilirim. Hassas yapraklara sahiptir. Dokunulduklarında ya da sarsıldıklarında hemen içe doğru katlanır ve bir kaç dakika sonra yeniden açarlar. Ne kadar ilginç değil mi? Hatta çoğu insan bunu merak ettiği için bu bitkiyi alır ve besler. Oldukça dikkat çektiği konusunda katılıyorum. Hassas bir bitki sonuçta. 

        Küstüm çiçeğini anlıyoruz. Peki, küsen insanları anlıyor muyuz? İnsanlar neden küser diye hiç düşündünüz mü? Küsmek; darılmak, gücenip yüz çevirmek, konuşmayı kesmek ve ilişkiyi kesmek anlamında tanımlanır. Bizce de bu mudur? Yani bir insan neden küser ya da siz neden küsersiniz? Bu soruyu biraz düşünelim. 

        Bir insanın küsmesi aslında dikkat çekmek için bir uğraş yoludur. Daha doğrusu bir çabadır. Ben buradayım ve aslında gitmedim sadece benim farkıma var ve bana değer ver lütfen demektir. Belki de bak kızdım sana konuşmuyorum şuan ama bir yere de gitmiyorum gel barışmak için uğraş benimle demenin farklı bir versiyonudur. Sonuçta küstü isen hala bir beklentin var demektir. Küsmek bitirmemek demektir. Bitiren isen küsmez çekip gider. Bunu unutmayalım.

        Küsen insanlar hassas insanlardır. Aynı zamanda çok seven ve değer veren insanlardır. Belki daha farklı da olabilir. Yani bu sadece şöyledir diyemeyiz. Fakat genel olarak küsen insan küstüm çiçeği gibi hassas olurlar. Sadece kendilerini korumak adına bu yola başvururlar. Çekip gitmek varken tam tersi dururlar ve fark edilmek için beklerler. Hani küsmek değil de trip atmak dediğimiz şey vardır. Bunun gibi bir şeydir. Bir insan trip atıyorsa hala değerlisin ve etki alanındasın demektir. Trip atmayı bıraktı ise seni bırakmış oluyor. Bundan emin olabilirsin. Bu yüzden küsen insanları görelim ve küskünlüklerini de geçirelim. 

        Vazgeçmemek için küser insan. Ben buradayım ve bir yere gitmiyorum. Ama anla beni ve bana ona göre davran demektir. Tabi bunun farkına varmaktır marifet. Yoksa kaybetme yoluna gidilir. Sonra da ne küsen kalır ne de küsülen. Küslükler de kısa süreli olsa ne güzel olur değil mi? Küstüm çiçeği gibi kısa sürsün. Evet, küssün birisi ve karşısındaki hemen fark edip gönlünü alsın. Oda hemen barışsın ve küslük arada kalmasın. Bunun güzelliği anlatılmaz. 

        Uzun zaman küs kalmak yıpratıcı olur ve hiç kazancı yoktur. Hani bazı küslükleri anlar insan ama uzun zaman konuşmayan ve küs kalan insanlara ne demeli. Bunun faydası nedir acaba. Faydası var mı bilemem ama zararı çok olduğu kesin. Kişinin kendini hatırlatması için yaptığı bu davranış uzun zaman da sürebilir. Fark edilmemek ne kadar kötüdür kim bilir. Küslükler barıştırılmak içindir. Bu noktada küs kalmayalım ve küs bırakmayalım. Hayat kısa ve her an her şey olabilir. Bazı şeylere geç kalmamak adına kimse ile küs kalmamaya dikkat edelim. Sonra bir bakmışsınız küs olan da gitmiştir bu hayattan. O zaman pişmanlığın da pek bir faydası olmaz. Pişman olmamak ve geç kalmamak adına küs olduklarımız var ise barışalım. 

        Küs dediğimiz daha çok kırdığımız ve onu geri kazanmak istediklerimiz var ise kazanmak için bir şeyler yapalım. Sonradan neden yapmadım dememek adına bir kere bunu deneyelim. Olmaz ise artık vazgeçersiniz. Ama arada küslük kalmasın bitirin o zaman her şeyi. Kırgınlık ve kızgınlık zaman içerisinde yok olması gereken bir duygudur. Bunun kalıcılığı söz konusu olmamalıdır. Bazen insan çok şey ister ama gururu buna dur der. İşte o anda bunu bırakın ve gitmek istiyorsak bir adım atalım. Gurur bir yere kadar geçerlidir emin olun. Hani içimizde gitmek ve konuşmak vardır ama bunu engellediğimiz anlar olur. İşte o engeller ne ise aşalım. Yoksa sonradan aşsak bile geç kalmış oluruz. Geç kalmakta öyle göründüğü gibi kolay bir durum değildir. 

        Küstüm çiçeği misali küselim. Kısa sürsün küslüklerimiz. Bir kaç dakika sonra barışalım ve bir daha küsmeyelim. Sevilen ve sevenler olalım. Küslükler biter umarım. Sevgiyle kalın. 😊💛🌹